İki maç İki ayrı yarı, iki ayrı maç. İlk yarı F.Bahçe topla az oynamasına rağmen oyunu istediği gibi yönlendirdi. 2. yarı özellikle Sabri'nin muhteşem katkısı G.Saray'ı maça ortak etti. Nefes nefese, harika bir derbi oldu. Kıran kırana, kora kor üst düzey bir mücadele izledik. İlk yarıda G.Saray'ın sahada olmayışının en önemli sebebi F.Bahçe'nin kontrollü oynayacağını tahmin etmemesiydi. Maç öncesi bütün eksiklerin üzerine Song'un da son anda zehirlenerek kadro dışı kalmasını saymazsak sarı-kırmızılı takım maça ideal kadroyla çıktı. İlk dakikalardaki görüntü ortada geçen, sıkışmış, aşırı kontrollü bir oyunun benimsendiğiydi. Hata yapanın kaybedeceği bir maç olacaktı. Nitekim Arda'nın boş kaldığı ender anlardan birinde Ümit Karan'a çıkardığı gollük pozisyonun ardından F.Bahçe'nin Alex'le kazandığı sayı maçın gidişatını değiştirdi. Panikleyen ve sinen bir G.Saray'a karşı seyircisinin de desteği ile saman alevi gibi parlayan saldırgan bir F.Bahçe vardı. İki dakikada atılan iki gol ev sahibine müthiş bir avantaj sağladı. Bu moralle ilk yarıyı F.Bahçe istediği gibi oynayarak kapattı.
G.Saray hak etmedi Devre arasındaki görüntü Gerets'in oyuna müdahale etmemesi halinde gerek skor, gerekse onbir kişi ile sahada kalamama riski taşıyordu. İkinci yarı ve Hasan'ın yerine Sabri ve Necati'nin oyuna girişi maçın tüm çehresini değiştirdi. Özellikle Sabri'nin muhteşem performansı arkadaşlarını ateşledi ve G.Saray maça ortak oldu. Ezici bir futbol üstünlüğü sağladı ama Kadıköy derbilerindeki pek çok maçta olduğu gibi şanssız bir şekilde karşılaşmayı kaybetti. G.Saray bu maçı kaybetmeyi asla hak etmedi. Gerets tüm kozlarını oynadı ama futbol bu olmayınca olmuyor. F.Bahçe ikinci yarıda resmen 2-0'ın üzerine yattı. Futbol adına varolan tüm güzelliklere karşın F.Bahçe seyircisinin çirkinliğini de kınıyorum. Küfür ve sahaya atılan yabancı maddeler umarım federasyonun gözünden kaçmaz ve gereken yapılır.