Maç böyle olur Maçın ikinci yarısı bugüne kadar gördüğüm en yüksek tempolu lig karşılaşmasıydı. İlk yarıda Fenerbahçe, Önder ve Tuncay dışındaki oyuncularıyla sahanın mutlak hakimiydi. Hem çok iyi mücadele ettiler, hem iki gol attılar, hem de bütün ikili mücadeleleri kazandılar. Bunları yaparken de Alex, Appiah, Aurelio ve Kezman'ın çok usta olduklarını gördüm. Lugano, Edu, Uğur özellikle ikinci devre rakibe pozisyon verdiler ama yine beklentimin üstünde oynadılar. Kısa bir süre oyunda kalmasına rağmen Tümer de o zor dakikaların geçirilmesinde takımına katkıda bulundu. Benim için Fenerbahçe'de sürpriz Tuncay'ın koşmak dışında hiçbir şey yapamaması oldu. Maçtan önce Fenerbahçe'nin favori olduğunu, kazanabileceğini düşünüyordum. Bu düşüncem gerçekleşti gerçekleşmesine ama 2-0'dan sonra Fenerbahçe'nin bu kadar düşeceğini, bu kadar aciz durumlarda kalacağını hiç aklıma getirmemiştim.
Beni utandırdılar Galatasaray'a gelince... İkinci devredeki oyunlarına gerçekten inanamadım. Yenilmelerine rağmen ikinci devrede Fenerbahçe'yi bu kadar sıkıştırıp, sahadan silen, bütün Fenerbahçelilerin 45 dakika sıkıntıdan nefeslerini kesen Galatasaraylı futbolcuların performansı karşısında utandım. Çünkü onlardan bunu hiç beklemediğimi defalarca dile getirdim. En çok da Sabri'yi beğendim. Sıfır hata ile oynadı. Ümit bir gol attı, ikinciyi atmak ya da attırmak için de olağanüstü bir çaba sergiledi. Necati için şanssızdı diyebilirim. İlk yarıda sahadaki en kötü futbolcu İnamoto bile ikinci devrede iyi oynadı. Emre, Tomas, Cihan ve yenilen iki golde yüzde yüz hatası olan Ergün bile ikinci yarıda çok olumlu gözüktü. Tuncay'ın yarattığı hayal kırıklığını Galatasaray'da da Arda için söyleyebilirim. Maçtan acayip keyif aldım. Yenilgi olabilir. Her iki takımı da yürekten kutluyorum.