Fevkalade berbat Beşiktaş'ın bu sezon çok kötü maçlarını izledim. Ancak bundan daha berbatı yoktu. Ankara'da maç mı seyrettik, başka bir şey mi doğrusu anlayamadım. Türk futbolunun dibe vurduğu bir numaralı maç herhalde bu olmalı. Beşiktaş'ın son iki haftada hafiften bir toparlanışı vardı. Fenerbahçe maçıyla başlayan ve Bursaspor galibiyetiyle devam eden bu kıpırdanış başkentte stop etti. İki takımın oynadıkları futbol, inanın amatör kümede bile tribüne seyirci çekmezdi. Doğrusu dondurucu soğukta maçı sabırla izleyen 20 bine yakın seyirciye acıdım. Böyle bir futbol olacağını bilseler herhalde 5 kuruş bile verip stada gelmezlerdi. Beşiktaş'ta Gökhan Zan'ın sakatlığından sonra savunma yeniden titremeye başladı. Baki orayı nispeten toparlıyormuş gibi görünüyor ama bir pozisyon var ki anlatılmaz. Ankarasporlu Bilal, bitime 10 dakika kala maçın en net gol pozisyonunu yakaladı. Runje'nin sağına da atsa, soluna da gönderse kesin goldü. O topu 5 metreden uzaya gönderdi.
Orta alanda 3 deneme İnanın maçta bundan başka pozisyon yoktu. Tam uzatmalar biterken Bobo bir vurdu, önce kalecinin dokunuşu sonra direkt Beşiktaş'ı hak etmediği bir maçta az daha öne geçiriyordu. Nobre'ye yine top gelmiyor. Orta alanın sağ tarafında Tigana maç boyu üç oyuncu denedi. Orada önce Ali Tandoğan göründü. Sıfır... Sonra bir baktık, sol taraftar oynayan Burak oraya geçmiş, o da sıfır... Son denenen ise Gökhan Güleç oldu. Bu çocuk bir zamanlar futbolcu gibiydi. Şimdi futbolla alakası yok. Beşiktaş'ın şampiyonluk yolunda ilerleyebilmesi için bu maç hayati önem taşıyordu. Üstelik orta sahayı geçmeye korkan bir rakiple oynadı. Bu beraberlikle yarışta kalıp kalmayacağı rakiplerinin alacağı sonuçlara kaldı. Ricardinho'ya üzüldüm. Top bir tek onun ayağına yakışıyordu. Kime top verdiyse, meşin yuvarlak sanırım gözyaşı döktü. Çünkü ondan başka sahada futbolcu yoktu.