Ne biçim ceza? Futbol Federasyonu, F.Bahçeliler'i çıldırtmak için elinden geleni yapıyor. Geçen sene uzun yıllar kazanamadığı Türkiye Kupası'nı alacağı final maçında çok büyük hatalar yaparak kupayı rakibine hediye eden hakem Bülent Demirlek'in, kritik Trabzonspor maçına atanması üzerine kulüp sözcüsü Nihat Özdemir'in bu durumu belirterek yaptığı uyarıyı 'Spor ahlakına aykırı' bularak 20 gün men cezası veriliyor. Aynı federasyon, başkanının "100. yılında F.Bahçe'yi şampiyon yaptırmayacağım" demesini ve açık bir alanda izlediği son lig maçında F.Bahçe'ye atılan Trabzonspor golünde "Oley" çekmesini normal buluyor. Acaba bunların hangisi hakka ve ahlaka uyuyor? Bir kulüp yetkilisinin hakkının korunması ve tarafsız bir yönetim istemesi nasıl ahlaksızlık oluyor, anlamak mümkün değil. Bitmiyor, F.Bahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım çok çirkin ithamlarla suçlanıyor. İddianın içinde, federasyona ait bir kişinin herkesin ortasında söylediği "F.Bahçe kulübü teşvik primi veriyor" sözlerinin de bulunması, bu işte yetkililerinin parmağının da olduğu gerçeğini yansıtıyor. Yıldırım, hem federasyonun hem devletin bu ahlaksız ithamlar için derhal harekete geçmesini öneriyor. Federasyonun cevabı Aziz Yıldırım'ı Disiplin Kurulu'na sevk etmek oluyor. Yıldırım'ın sözlerini anlamak yeteneğinden mahrum olanlar, ima edilen şahsın ismi açıkça bildirildiği halde "Belge istiyoruz" diyerek olayı görmezden geliyor.
Özerklik meselesi Son sözüm "Özerk federasyona devlet karışamaz" diyen ve yazanlara... Haklarında 19 suistimal davası bulunan bu kişilere yapılan müdahale, spor ve federasyonla ilgili değildir, halkın kesesinden toplanan paraların sorumsuzca harcanmasının sorulmasıdır. İstenen, bu yolsuzluklara göz yumulması mıdır acaba?