Düztaban Esteban Zico maçtan bir gün önce yaptığı açıklamada "Atak oynayacağız. Çünkü kazanmak istiyoruz" demişti. Ancak Zico bu sözlerine sadık kalmadı. Hücum gücü yüksek olan ve bu özelliğiyle Palermo'nun sol kanadını çökerten Mehmet Yozgatlı'yı yedek bırakıp onun yerine defansı güçlü Aurelio'yu oynatarak rakipten çekindiğini gösterdi. Bu tercih F.Bahçe'nin ilk 45 dakikadaki hücumdaki etkinliğini bir hayli azaltı. Sağ kanattan, Önder'in bir iki denemesi dışında hiç atak geliştiremeyen F.Bahçe'de bir de Alex'in penaltı kaçırması işleri iyice bozdu. Penaltılarda topu hep kalecinin uzanamayacağı yere, yan ağlara yapıştıran Alex'in, o anda acaba aklından ne geçti de tereddüt etti? Vurmadan önce duraksaması zaten "Eyvah, penaltıyı kaçıracak galiba" endişesine neden oldu. Nitekim kaleci Esteban zorlanmadan penaltıyı kurtardı. Penaltı kaçırmak Alex'in moral motivasyonunu tamamen bozdu. Avrupa kulvarındaki bozuk siciliyle tepki alan Alex yine bir Avrupa maçında etkisizdi. Sanki aklı başka yerdeydi. Sadece Alex değil Volkan, Edu, Lugano, Önder hariç, neredeyse hepsi bu maça kafaca iyi hazırlanmamış gibiydi.
F.Bahçe geç uyandı Neyse ki ilk 45 dakikadaki bu olumsuz tablo ikinci yarıda değişti. Devre arasında soyunma odasında konuşulanların etkisiyle olsa gerek futbolcular koşmaya başladı. Ne var ki bu defa da Celta Vigo kalecisi Esteban sahneye çıktı. Esteban inanılmaz toplar çıkarırken, onun çıkaramadıklarını da direkler önledi. Fenerbahçe gol için yüklenirken Celta Vigo frikikten bir gol buldu. Barajdaki gediğe Volkan'ın da hatası eklenince İspanyol ekibi, kendisini de şaşırtan bir şekilde öne geçti. Golden sonra Kanarya rakip kaleyi ablukaya aldı fakat düztaban Esteban hem golleri hem takımını kurtardı. F.Bahçe iyi oynadı, şanssız bir şekilde yenildi. Şimdi son maç Kadıköy'de E. Frankfurt ile oynanacak. Umarız F.Bahçeli oyuncular o maça iyi motive olurlar. Çünkü Almanlar en küçük bir gevşekliği affetmez.