Gerçek gerçekleri görelim, yazalım İşte Ulusoy federasyonu böyle bir şey! Bir bardak suda bile olsa kıyamet kopmuş, 100 yıllık Fenerbahçe inanılmaz iftiralarla karşı karşıya kalmış ve kendini savunmuş... Hodri meydan demiş... Herkesi göreve çağırmış... Federasyona olan güvensizliğini de açık açık, delikanlıca deklara etmiş... Böyle bir ortamda, tarafsız bir federasyonun olaylara el koyması, bir saniye bile kaybetmeden dört elle işe koyulması gerekir ama Ulusoy federasyonu öyle yapmıyor... Tam tersine, çelişkili açıklamalarıyla suyu bulandıran, Türk futbolunun marka değerine zarar veren kişiyi, onun iddialarını bir yana bırakıp Fenerbahçe'ye savaş açıyor... Vah benim futbolumun haline...
GÜVEN VERMİYOR Delinin biri taşı attı kuyuya, çıkar çıkarabilirsen... Elini vicdanına koyan herkes için bu itirafların yapıldığı zamanlama çok anlamlıdır. Şike ve teşvik itirafı yapan vatandaşın daha önce Aziz Yıldırım için yazdıkları ortada, böyle bir kişinin, tam da federasyon seçimleri gündemdeyken, düne kadar melek dediği Yıldırım'a, birden bire öcü demesi kesinlikle gözden kaçırılmaması gereken bir ayrıntıdır! Ben bir futbol adamı olarak her şeyi kolaylıkla söyleyenlerden hep uzak durdum. Dolayısıyla söylenen şeyin ne olduğuna dikkat ederken, söyleyenin kim olduğuna da baktım! Bu olayda, "söyleyen" hiçbir şekilde güven vermiyor! Söyleyene değil söyletene bak diyenlerin haklı olma ihtimali çok yüksek!. Şimdi birileri bize "Her şeyi bir yana bırakıp Fenerbahçe şike yapmış mı bunu tartışın" diyorsa, ben buna bir değil bin kez şüpheyle bakarım. Önüme konulan paketlenmiş gerçekleri değil, GERÇEK GERÇEKLERİ öğrenmeye çalışırım... Kimse kusura bakmasın... Milyonlarca insanı temsil eden bir camiayı karalamak bu kadar kolay olamaz. Hakkaniyet arayan herkes bu duruşu sergilemek zorunda.
CAN DAYANMAZ Bugün Fenerbahçe'ye yapılan yarın Beşiktaş'a, Galatasaray'a yapılabilir. Bırakın kulüpleri bir yana, şahıs olarak bizlere yapılabilir. Bu kadar kolay mı bu işler, 100 yıldır bu ülke sporuna hizmet eden bir camia her yönüyle tartışmaya açık bir kişinin sözleriyle zan altında kalabilir mi?... İğneyi batıralım kendimize... Alın terimizi verdiğimiz, şerefimiz saydığımız işimizde bize bir çamur atılsa ve akla hayale gelmeyecek iddialar karşısında kendimizi savunmak zorunda kalsak, kahrımızdan ölmez miyiz? Can mı dayanır böyle bir haksızlığa? Ayıp... Yazık... Günah... Peki ne olmalı, hiç kimse, hiçbir konuda bildiğini açıklamasın mı? Biz bunu mu istiyor? Hayır! Kesinlikle hayır! Tam tersine, herkes konuşsun, tüm iddialar incelensin ama nalına da mıhına da vurularak yapılsın bu...
FENER'E DESTEK Fenerbahçe yönetiminin cesaretle söylediği aynen uygulanmalı... Gerekirse özel bir kanunla, tarafsız ama tam yetkili bir komisyon kurulmalı. Bir milat belirlenmeli. O tarihe kadar, kimin ne bilgisi, belgesi varsa, komisyona vermeli. Milat dediğimiz tarihten sonra da bir daha hiç kimse geçmişe yönelik tek kelime edememeli... Komisyon işini bitirince, kimin ne hatası varsa, hiç kimsenin gözünün yaşına bakmadan en ağır cezayı vermeli... Ben Beşiktaş ve Galatasaray'ın da bu konuda Fenerbahçe'ye destek vermelerini beklerdim. Beşiktaş sessiz, Galatasaray ise köstek durumunda... Sanırım onlar şimdilik "Beni ısırmayan yılan bin yaşasın" havasındalar... Kendi canları yanana kadar bu tavırlarını sürdürecekleri de kesin gibi. Yarın benzer bir sıkıntı yaşadıklarında ne yapacaklar onu bilemem ama benzer bir durumda onları da ilk savunan biz olacağız, bundan şüphe etmesinler.. Biliyorum özellikle Beşiktaşlı ve Galatasaraylı okurlarımdan tepki alacağım. Onlar arasında fırsat bu fırsattır diyenlerden olmamı bekleyenler de vardır kuşkusuz ama olmaz. Çok şükür bugüne kadar hiç öyle olmadık.
İNSANLIK BORCU O nedenle, 100 yılında Beşiktaş'a kurulan bazı tuzaklar karşısında, "Sezon sonuna kadar kalemim siyah-beyaz" diye delikanlıca yazan ben, bugün de "100 yıllık şanlı bir camiaya lekelemeye çalışanlara karşı sonuna kadar Fenerbahçe'nin yanındayım" diyorum... Açık açık söylüyorum bunu... Evirmeden, çevirmeden yazıyorum. Bu yüreğin Beşiktaşlı olduğunu unutup bana tepki gösterecek binlerce kişi olduğunu da bilerek haykırıyorum... Çünkü adım gibi biliyorum ki, bu ülkede haksızlığa isyan edenlerin sayısı, haksızlık yapanlardan milyon kat fazladır... Elini vicdanına koyan beni anlayacaktır, anlamak istemeyene de hiçbir şey anlatmaya çalışmayacağız zaten... Yıllardır susanlar federasyon seçimleri yaklaşınca itiraf etmeye karar veriyorlarsa, bizim tavrımızın böyle olması kaçınılmazdır. Çünkü bu bizim, tertemiz, ağlanası duygularla takımlarını seven Fenerbahçeli, Beşiktaşlı, Galatasaraylı, Trabzonsporlu çocuklara olan borcumuzdur... İnsanlık borcumuzdur...