Buraya kadar Avni Aker'de saha içi hariç her şey muhteşemdi. Kale arkasında maç öncesi açılan bayrak ve dev poster bir devin nerelerden nerelere geldiğini bütün Türkiye'ye gösterdi. İşte o efsane, o takım sadece resimlerde kaldı. Trabzonspor tribünlerdeki mazide kalan posterlerle değil saha içinde yapacak olduğu icraatlarla gündem oluşturmalı. Kısacası tribünlerin o muhteşemliği, oyunun ilk yarısında sahada ne yazık ki yoktu. Gelelim maça; Aker tarihinin o görkemli maçlarından birine daha sahne oldu. Ağzına kadar dolu tribünlerin takımına sağladığı o muazzam destek Aker'deki o muhteşem manzaranın görülmeye değer bir diğer güzel tarafıydı. İşte o tribun görüntüsünü, o taraftar desteğini arkasına alan bordomavililer bir an once kesin neticeye ulaşabilmek için maçın hemen başında topyekün taarruz başlattı.
Golden sonra dağıldı Oyunun hemen başlarında başlatılan bu saldırı şekli kendini savunmasına yönelik planlar üzerinde bulunduran Fenerbahçe karşısında yerini buldu. Nitekim Trabzonspor önce Gökdeniz, ardından Umut iki net gol pozisyonunu değerlendiremedi. Hemen akabinde Fenerbahçe'nin sol kanat organizasyonunda Deniz'in getirdiği topu Appiah filelere gönderdi. Trabzonspor golden sonra tüm hatlarıyla dağıldı. Ne bir pas yapabildi ne de olumlu aksiyonlara girebildi. Sarı-lacivertli takım oyunun temposunu düşürüp maçın skorunu böyle sürdürme gayreti içerisine girdi. İkinci yarıya Trabzonspor biraz daha canlı, biraz daha gayretliydi. Eğer Ziya, Gökdeniz'i sağ tarafta değil de solda Önder Turacı'nın önünde oynatsaydı bu ağır savunma karşısında Trabzonspor ileri ucu çok daha fazla pozisyon bulurdu. Volkan'ın bir anlık duraksaması bordo-mavililerin Umut'la beraberliği yakalamasını sağladı. Maç, orta saha mücadelesi içinde geçerken Uğur Boral'ın ortasını çok iyi takip eden Aurelio, Fenerbahçe'yi yeniden öne geçirdi. Trabzonspor artık çok iyi düşünmeli ve kalmakta ısrarcı yönetim acilen kongre kararını hayata geçirmeli.