Karar zamanı Avni Aker dün yine bambaşka bir derbi yaşadı. Trabzonspor'un içinde bulunduğu kötü durum, kaybedilince yönetime gelecek "git" baskıları, hep stresi artıran faktörlerdi. Bunlara bir de Nihat Özdemir'in yaptığı talihsiz açıklama eklenince Avni Aker'deki derbi görülmemiş bir stresle başladı. İlk yarıda gole kadar baskılı, istekli ve kazanma arzusu içinde bir Trabzonspor vardı sahada. 18. dakikada Deniz'in Stepanov'u mükemmel geçip ceza alanına yolladığı topu Marcelinho'ya çarptırarak Appiah'ın filelere yollamasıyla Aker'de umutlar söndü. Tribünlerdeki coşkulu tezahüratla birlikte bordo-mavili futbolcular da birden durdu. Aker'e çöken sessizlikte şüphesiz ki bordo-mavili taraftarlar daha oyunun başında ayağına çok iyi oturan topu Volkan'a nişanlayan Gökdeniz'in pozisyonu ile 9. dakikada altıpastan kafayı vuramayan Umut'un kaçırdığı gollere yanıyorlardı. Fenerbahçe bu yarıda Mehmet Yozgatlı ile daha çok sağ kanattan tehlikeli ataklarla geldi. Mustafa Keçeli'nin çok etkisiz kalması, Mehmet'i her atakta kahraman yaptı. Trabzon savunmasının solundaki Ufukhan da çok farklı değildi. Kezman ve Deivid biraz dikkatli olsa ilk yarı 1-0'dan daha farklı olurdu.
Tribünler isyanda Trabzonspor ikinci yarıya müthiş bir baskıyla başladı. Fenerbahçe oyunu kendi alanında kabullenince Umut ve Gökdeniz bol bol pozisyon buldu ve bol bol harcadılar. Tribünler ısınan Ersen Martin'e tezahürata başladı. Umut'un kendini affettirircesine 67'de kafa ile Volkan'ı avlaması bordo mavilileri kazanma adına yeniden umutlandırdı. İkinci yarıda Doğan, Musampa'yı; Zico da Aurelio'yu oyuna aldı. 73'te Aurelio'nun golü Zico'nun hamlesinin yerinde olduğunu gösterdi. Aker'de üç puanı bırakan Trabzon tarihinin en kötü dönemine mahkum olurken tribünler kötü gidişata çözümü "yönetim istifa" diye bağırarak gösterdi. İstifa çözüm mü tartışılır. Ancak tartışılmayacak bir şey var ki o da 4. büyük Trabzon'un büyüklüğüne yakışan yere gelmesi için çözüm bulunması! Yani radikal karar zamanının çoktan geldiği!