Kenetlenme zamanı Trabzonspor, tarihinin en ağır krizlerinden birini yaşıyor. Dünyada Real Madrid, Barcelona, Manchester United gibi köklü kulüpler bile zaman zaman böyle badireler atlatıyorlar. Trabzonspor, 39 yıllık tarihinde böylesine zor dönemlerden geçti. Belki önümüzdeki yıllarda yine buna benzer krizler yaşayacak. Önemli olan bu sarsıntıların en küçük zararlarla atlatılması ve hasarın büyük olmaması. Bordo-mavili takım hafta sonunda belki de sezonun en önemli maçına çıkacak. Pazar gecesi 20.45'te çıkacak sonuca göre yönetimin, teknik kadronun hatta futbolcuların kaderleri belli olacak. Yattara aylardır yok. Ferhat, Hasan Üçüncü ve Çağdaş sarı kart cezalısı. Fatih Akyel kadro dışı. Marcelinho, Musampa ve Szymkowiak formsuz. Bütün bunlar elbette Trabzonspor'un böylesine hayati bir maçta elini zayıflatıyor.
Farklı oynuyorlar Ama Türkiye'de herkes biliyor ki Trabzonspor 'büyük maçlarda' farklı oynuyor. Bu yıl en çalkantılı dönemde Beşiktaş'ı İnönü Stadı'nda, Galatasaray'ı Avni Aker'de mağlup etmeyi başardı. Trabzonspor, '4. büyük' unvanını alırken diğer büyükleri altederek bu ünvana ulaştı. Üstelik her yönden dezavantajlı durumda olmasına rağmen İstanbul'un büyüklerine diş geçirmeyi başardı. İşte Fenerbahçe maçı yine böyle bir sınav Trabzonspor açısından. Trabzonspor için böyle maçlarda sahada kimin oynayacağı çok önemli değildir. Yarın gece Avni Aker'de sahaya çıkacak her bordo-mavili oyuncu, yüreğini sahaya koyarak oynayacaktır.
İnadına Trabzonspor Trabzonsporlu için gün birlik günüdür. Yönetim Kurulu'nun yanlışları, iç çekişmeler 90 dakikalığına da olsa rafa kaldırılmalı, her Trabzonsporlu yarın geceki maç için seferber olmalıdır. Hakan Kulaçoğlu böyle dönemlerde Trabzonsporlu olmanın daha bir önem kazandığını belirterek 'İnadına Trabzonspor' demişti. İşte yine öyle bir süreçten geçiyoruz. Ve yine, hep birlikte 'İnadına Trabzonspor'.