Rico Paşa Bir adam demek ki tek başına takım olabiliyormuş. Ricardinho dün gece işte böyle bir adamdı. İlk yarıda takım olamayan koskoca Beşiktaş'ı ikinci yarının ilk 10 dakikasında birden bire ayağa kaldırdı. Oynamayan takım gitti, birdenbire şahlanan bir takım ortaya çıktı. Beşiktaş, bu kritik galibiyeti Ricardinho gibi büyük bir usta olmasa kazanamazdı. Onun sahaya girmesi birden bire herkesi tetikledi. İbrahim Akın muhteşem oynamaya başladı. İbrahim Üzülmez geriden kopup, gol arayan adam oldu. Orta saha bütün falsolarına rağmen en azından ayağa kalkmayı başardı. Eğer Kleberson ve Serdar bu rekor pas hatalarını yapmasalar Beşiktaş çok daha farklı kazanabilirdi.
'Barış elçisi' de diyebilirsiniz Maçın ilk yarısını hiç sormayın. Bu ilk bölümde Beşiktaş diye bir takım yoktu. Evet Tigana geçen hafta Kadıköy'de denediği yeni sistemi bir kez daha sahneye koymuştu ama fazla bir şey değişmiyordu. İleride Nobre dört kişilik Bursa savunmasının arasında sıkışıp, kalmıştı. Burak ve İbrahim Akınlı kanatlar çalışmıyordu. Delgado sahada vardı ama oyunda yoktu. Demek ki sistem değiştirmekle de olmuyor. Oyun içinde sistem değişebiliyorsa o zaman bir çok şey anlam kazanıyor. Bunu Ricardinho başardı. Onun girmesiyle birlikte Beşiktaş'ın hücumdaki fakirliği birden bire zenginliğe dönüştü. Gerçi Nobre yine topla buluşamadı ama en azından sahada bir Beşiktaş vardı. Ricardinho'nun attığı gol çok güzeldi ama Ali Tandoğan'a attırdığı gol kolay kolay unutulmayacak cinsten bir jenerik golüydü. Rico Paşa'ya 'barış elçisi' de diyebilirsiniz. Onun ateşlediği Beşiktaş, Runje'yi birden bire kahraman yaptı. Runje ile tribünler arasındaki müthiş aşk görülmeye değerdi. Beşiktaş görünmeye başladı...