4-2-3-1 kötü bir şey midir? Futbol hakkında söylediği şeylerin % 99'unun altına imzamı koyacağım tek adamdır sevgili Rıdvan Dilmen. Futbola bakış açımız hemen hemen aynıdır ve her söylediğini dikkatle dinlerim. Geçen pazar 4-2-3-1 ile oynayan Fener ve Beşiktaş'ı eleştirirken "Bu tür taktik ile alt liglerdeki takımlara da kötü örnek oluyorlar"dedi. Aslında bu "4- 2-3-1" dediğim taktik yapısında değil. Sorun onları uygulatan ve uygulayanların beceriksizliğinde. Bakın Barça'ya. Onlar da Xavi ve Edmilson ile 2 ön libero, önlerinde de Messi, Deco ve Ronaldinho ile 3'lü, en önde de Eto'o ile tek forvet oynuyor ve önüne geleni dağıtıyorlardı. Çünkü hücuma çok hızlı gidebiliyor, yer değiştiren ve asist de yapabilen santrforları ile skor üretiyorlardı. Ama Eto'o sakatlanınca, hedef santrfor özelliğinden başka bir becerisi olmayan, ağır Guddjohnsen ile bu işi daha zor yapmaya başladılar. Chelsea bile Sheva'dan vazgeçip, 2 ön libero ve tek forveti Drogba, arkasında Ballack sistemi yapmak doğrultusunda yürüyor. Real Madrid zaten Nistelrooy ile önde tek oynamayı, arkasına 3'lü blok koymayı çoktan kabullendi. Bu tek forvet işine sadece Milan ve İnter gibi İtalyan takımları şu an pek sıcak bakmıyor. Ama İtalyan Milli Takımı, Fransa gibi 4-2-3-1 oynuyor. Yani 4-2-3-1 sistemi makine gibi işlemesi ve doğru adamları kullanması durumunda çok başarılı. Bunu Fener, Beşiktaş ve G.Saray'ın başarı ile tam uygulayamamalarının ilk sebebi acemilikleri. 2. sebep hocaların bu sistemdeki yanlış adam seçimleri. Haftaya, G.Saray'a 2. önerim olan PİRAMİT SİSTEMİNİ anlatacağım. Kısaca şu kadarını yazayım: Bu sistemde önde Ümit, arkasındaki ikilide sağda İliç, solda Arda var.