Ateş çemberi Kulüp binası evinden 600 metre uzaklıktaydı. Yürüyerek gelir, yürüyerek giderdi. O gün polis minibüsüyle kulübe geldiğini gören binadaki herkes gibi ben de çok şaşırmış ve sarsılmıştım. Çünkü o kişi, Beşiktaş'a değerlerini koruyarak çağ atlatan, sadece Beşiktaşlının değil spor camiasının doğal lideri ve 'BAŞKAN'ı olmuş, seven bizlerin 'Abi'si olmuş Süleyman Seba idi... Herkes biliyordu ki 'rant peşinde koşan' kongre üyelerine, 'yolunu arayan' amigolara geçit vermeyen Süleyman Seba 'İSTESE' bir el hareketiyle 'küfür edenleri, polis minibüsüne binmeye zorlayanları' toz duman edebilirdi... Ama o gücünü kullanmadı, o el hareketini yapmadı. Sükunet ve tedavi önerdi... Bugün daha iyi anlıyorum... Sağlıklı bir Beşiktaş için, kulübün diğer organlarının harekete geçmesini, mevcut yapının kendisini savunmasını ve bu tür olaylara 'refleks oluşturmasını' bekledi... Ama o gün camiadan gereken ses, tepki ve refleks yeterince gelmedi. Belki Süleyman Abi'nin bu mütevazılığı bir hataydı ama daha acısı camianın kanaat önderlerinin, yöneticilerin, medyanın önde gelenlerinin gereken tepkiyi koyamamasıydı. O gün gelecek adına, değerler adına dünyayı ayağa kaldırıp neşteri erkenden vurmak şarttı...
Herkes el ele vermeli Süleyman Seba'ya yapılan saygısızlıkla başlayan ateş çemberi, büyüyerek ve küfre dönüşerek Serdar Bilgili'yi, bugün daha şiddetlisi Yıldırım Demirören'i içine aldı. Dün bağıran taraftara 'Satılmış' deniyordu, bugün susan taraftara... Bu mantıklı bir yaklaşım değil. Tribünde bile kendi yanındakine 'Taraf mı değil mi?' diyen acı ve hastalıklı bir durum oluştu. Ve bu sadece iktidarın çözebileceği küçük bir sorun olmaktan çıktı... O zaman... İlk adımı 'en' sorumlu iktidar atmalı. Önce kendilerini desteklemeyenleri Beşiktaş düşmanı ilan etmekten vazgeçmeli... İnternet sitesi, dergi, BJK TV gibi kulübün yayın organlarını iktidarın yayın organları olmaktan çıkarmalı (Örn: 2.5 yıldır Serdar Bilgili yok sayılıp tek bir yerde adı geçirilmedi) ve camianın kapısını kötü günde değil, iyi günde de çalıp, kaynaştırmalı... Beşiktaş'ın geleceği ve övündüğü değerlerin yaşatılması adına; ne yönetim, ne camia, ne taraftar, ne de basının topu taca atma, suyu kendi tarafına çevirme vakti değil... Kimsenin 'Aynı gemideyiz ama güvertedeki yangın beni ilgilendirmez' deme lüksü kalmadı.