Hodri meydan Beşiktaş'ı takip eden yazar ve muhabirlerle birlikte geçen hafta başkan, dün de Tigana'yla bir araya geldik. İki sohbetin de konusu aynıydı: Böyle mi olacaktı... Yeri gelmişken belirteyim... Başkan Demirören'in, aynı grupta görev yapan iki kişiden (Ben ve Turgay Demir) ricası üzerine Tigana-medya buluşmasının organizasyonunu Fotomaç ve Sabah gazeteleri olarak üstlendik. Katılan da oldu, katılmayan da... Gelenlere teşekkür ederken, gelmeyenlere saygı duyuyoruz. Unutmadan, aynı saygıyı onlardan da bekliyoruz... Nerede kalmıştık, Beşiktaş'ın son durumunda... Siyah-beyazlılarda bu sezon Çarşı'da yapılan hesaplar, ne yazık ki İnönü'de tutmadı. Bunun sayısız nedeni var. Tigana, sistem, futbolcu, medya, sakatlık, hastalık, beceriksizlik, şanssızlık, tecrübesizlik, çok bağıran taraftar, sert esen rüzgar, hızlı yağan yağmur... Yaz yaz bitmez!
Taraftarın tarihi teklifi Tigana'ya göre ise kötü gidişte; güvensizlik, disiplinsizlik ve sabırsızlık başrolde... Fransız hoca futbolu oynamayı da, oynatmayı da bizden iyi biliyor olabilir. Zaten olmalı ki Beşiktaş'ın başında! Ama başarıdaki aslan payı teknik adama çıkarılıyorsa, yenilgideki aslan payı da de elbette onun olacak. Bu doğanın kanunu!.. Başka doğa kanunları da var... Mesela gönül verdiğiniz renklere karşılıksız destek olur, maddi-manevi katkı sağlarsınız ya... Hani kısaca "taraftar" derler size. Ama bilmezler ki, sizin de bir sabrınız var... Üstelik bilmezler ki; istenen sabır, çekilen kahırdan daha ağır! Ve bu ağırlık artınca beklenen patlama da gerçekleşir, UEFA'dan takdir alan taraftar bile çileden çıkar... Futbolcular, özellikle son dönemde tribün baskısından korktukları için oynayamadıklarını söyledi; en güzel yanıt taraftarlardan geldi: Bizler sezon sonuna kadar hiçbir maça gitmeyelim, kabul... Ama bir şartımız var, şampiyonluk! Eğer ki olamazsanız, siz de bu kulüpten beş kuruş bile almadan gidin... Tamam mı, devam mı?