Vitrindeki dostluk Son Dünya Şampiyonu İtalya karşısında hazırlık maçı da olsa Milli Takımımız ilk yarıda rakibiyle başa baş bir mücadele sergiledi. Kaleci Rüştü'nün oyunun hemen başında talihsiz bir şekilde sakatlanması cidden üzücüydü. Yerine geçen genç Volkan, dengeli giden sahadaki oyunu bozan hatayı eğer yapmasa millilerimiz, Dünya Şampiyonu'nu kendi evinde zorlayabilme cesaretini bulmuştu. İki takım için de futbol adına zengin bir oyun ve pozisyon olmadı ama futbolcularımız, yardımlaşma ve birbirlerine destek olma konularında, bundan önceki müsakabakalara göre daha başarılı ve iyi niyetliydiler. Volkan'ın goldeki müthiş hatasına rağmen takımımızın yılmadan mücadeleye devam etmesi son dönemlerdeki en pozitif gelişmeydi. Dünyanın en az hatayla oynayan defansını Materazzi'nin kendi kalesine attığı golle çabukça avladık ve devre de 1-1 berabere kapandı. Lüzümsuz yediğimiz gole de çok fazla üzülmedik. İkinci yarıda kendisine daha çok güvenen bir takım görüntüsündeydi millilerimiz. Oyunun kenarlara taşınması ve orta sahadaki teknik kapasitesi yüksek futbolcularımızın oyuna hakimiyetlerini koymaları en dikkat çekici olumluluktu.
Olumlu mücadele Tümer, Halil, Gökdeniz, Nuri, Hüseyin ve İbrahim Toraman'ın da Milli Takım'da görev almaları ekibimizde çok fazla bir değişiklik sağlamadı. Oyuncuların son dakikalarda İtalya'dan galip gelebilme adına yaptıkları ataklar istediğimiz sonucu getirmese de oyun berabere bitti. Kalitesini tartıştığımız ve takımlarımızın en iyi oyuncularının da yabancılar olan ligimizde bu kadroyla Dünya Şampiyonu karşısında başa baş mücadele etmek olumluydu. Avrupa Şampiyonası'ndaki rakibimiz Yunanistan'ın oyun tarzına benzeyen bir rakip olan İtalya ile bu müsabakanın yapılması hem taktik anlayış açısından, hem de futbolcularımız ile teknik adamlarımızın, futbol dünyasındaki piyasaları açısından olumlu bir mücadeleydi.