Bir kişinin önemi... Askerliğin temel yargılarındandır; Bir çivi, bir nalı... Bir nal, bir atı... Bir at, bir askeri... Bir asker, bin askeri düşürür. Bu nedenle, takım oyunlarının önemi, kadronun birbirini tamamlamasıdır. Aksayan herhangi bir nokta, diğer iş bölümlerinin düzenini de etkiler ve kaos başlar. Fenerbahçe, sadece bir oyuncu değişikliği ile bugünkü noktaya geldi. Oyuncu kadrosunun kalitesi ile Türkiye'de yenilmez gibi görünen takım direnişini oluşturup, yedekleri ile bile rahatlıkla maç kazanan, eski heybetine kavuştu. Kısaca hatırlarsak, sezon başında çıkış yapan, sonra süratle düşüşe geçen 4-3- 1-2 düzenini, Zico bir anda tek forvete, Daum'un sistemine çevirdi.
Sihirli değnek değmişcesine Fenerbahçe umut misyonunu tekrar sırtına yükleyip, yoluna çıkanı ezmeye başladı. Bir tek oyuncunun böylesine farklı bir takım yüzü ortaya çıkarması Fenerbahçe'nin gerçeği. Basit bir oyun olmasına rağmen, içinde taşıdığı ayrıntılar nedeniyle futbolda başarı için sadece transfer yeterli olmaz. Saha içindeki doğru görevlendirmeleri, sahada dışında mental gelişme ile destekleyip, profesyonel ortamın gerektirdiği nakit akışıyla da beslemeniz parçaları birbirine tamamlar. Fenerbahçe de bunu yaptı. Bir forvetten vazgeçip, orta sahasını bir oyuncu ile takviye etti. "Çok forvet, çok gol" şeklinde demode felsefeyi tekrar rafına koyup, düzen-sonuç ilişkisine geçti. Eski düzen Fenerbahçe'nin rakipler için nimet sayılan kanatlarını kapattı. Beraberinde daha etkili kullanmasını da sağladı. Alex'in yarattığı mücadele boşluğu orta saha oyuncularının çabasıyla kapatıldığı gibi, tercih edilen tek forvetin de çalışkan kimliği rakibin sıkıntılarını arttırdı. Neredeyse rakiplerine pozisyon bile vermeden maçlarını sürdürüyorlar. Nerede Zico'nun "prensipli" düzeni, nerede bu disiplinli ortam.