Gidiş nereye? Geçtiğimiz sezonun sonundan bu yana yazıp duruyoruz. Ama ne yazık ki 'kendimiz söyleyip, kendimiz dinliyoruz.' Çünkü Trabzonspor'u yönetenler her şeyin en iyisini, en doğrusunu kendilerinin bildiği iddiasındalar. 'Ben bilirim' mantığının Trabzon'u saha içinde ve saha dışında getirdiği nokta ise gerçekten vahim. Kulübün mali işlerden sorumlu yöneticisinin itirafıyla bugün itibarıyla bütçe açığı 22 milyon YTL. Buna naklen yayın ve reklam gelirleri ile Fatih Tekke'den gelen transfer parası da eklendiğinde ortaya 60 milyon YTL'lik bir tablo çıkıyor. İşin kötü tarafı bunca harcamaya rağmen takımın bazı bölgelerinde eksikler göze batıyor. Ziya Doğan görevde kalırsa devre arasında Trabzon'un yine bir 'toplu transfer' harekâtına girişilmesi kuvvetle muhtemel. Galatasaray galibiyetinden sonra takımın kazandığı tek maç K. Erciyesspor karşılaşması. O maçın da nasıl kazanıldığını kimse hatırlamak bile istemiyor.
İki ayda sen ne verdin? Gençlerbirliği karşısındaki üç gollü hezimet ve Rizespor'a karşı Avni Aker'deki 'tarihi yenilgi' aslında 'kötü sinyaller' vermişti. Nitekim Sakarya'da 'fren bir kez daha' patladı. Hatalardan ders alınmadığı takdirde önümüzdeki haftalarda olacakları tahmin etmek zor değil. Ama Trabzonspor Teknik Direktörü Doğan, hâlâ sorumluluk almamakta direniyor. Geçtiğimiz hafta ortasında yine Lazaroni dönemini suçladı, Hüsnü Özkara'nın kendisine 'Yattık' dediğini medyaya aktardı. 'O dönem takım yattı' kabul ama adama sormazlar mı hiç 'İki ayda sen bu takıma ne verdin' diye. Trabzonspor yönetimi, geçtiğimiz aralık ayında camiadan aldığı krediyi hoyratça harcadı. Ziya Doğan son haftalardaki tutumu ile kendisine duyulan güveni zedeliyor. Tüm bunlar olup biterken Trabzonspor'un ligin dibine doğru 'paraşütsüz' uçuşu sürüyor. Herkes soruyor birbirine 'Trabzonspor nereye' diye. Biz de bu tablonun sorumlularına o meşhur Latince deyimle soralım 'Quo vadis?' (nereye). Gerçekten bilen var mı nereye?