Muhteşem imza Dün gece Fenerbahçe için kayda değer bir geceydi. Sarı-lacivertliler maçı kendi alanında kabullendi. Enerjisini ve pozisyonları öylesine akıllı kullandı ki, Vestel'i kendi hamaratlığıyla baş başa bırakırken, rakip kaleye harika goller bıraktı. Bunda rakibi çökertme ustası Deivid'in etkisi büyüktü.
***
İlk dakikalarda, saldırgan bir Vestel vardı. Sonraki dakikalarda, rakibi ehlileştiren saldırganlığı izledik Fenerbahçe'de ve gol geldi. Bu golde, ölü pozisyona can veren Önder Turacı'nın emeği büyüktü. Önder'in Deivid'e gönderdiği pas, reddedilmesi imkansız bir teklifti. Ve Deivid, hakkındaki sis bulutlarının perdesini delik deşik etti. Ama Edu'nun ölü bir pozisyonda rakibine verdiği pas da, altın bir tepside sunulan beraberlik golü olarak, Fenerbahçe kalesine döndü. "İşte" dedim, "Fenerbahçe'nin kundakçısı..."
***
Tümer'in elden ayaktan kesilmiş bir direnci vardı dün gece, adına direnç denirse eğer. Fenerbahçe, Tümer sahada kaldığı sürece bir kişi eksik oynadı. Beraberlik dakikalarında sadece Appiah'da yürek vardı ve orta alandaki duruş tedirgin ediciydi. Bu dakikalarda Vestel'in yıpratıcı presi vardı. Ama büyük takım duruşu yoktu. Alex gözaltındaydı o sıra, Fenerbahçe zorlanıyor derken, Alex'in pozisyon üretme yeteneği, ölüyü diriltmeye yetti. Deivid'i gol atmaya zorlayan pasın ustasına bakınca, "Bu adam reenkarnasyon ustası" dedim...
***
Ayakları nihayet alev alan Deivid'in attığı goller, suskunluğun rahmindeki bir adamın, vuruş tekniğini öne çıkardığı belgesel gibiydi. Acemilikten ustalığa geçişin renkli belgeseli. Ve muhteşem bir imza...
***
İkinci yarıda iki farklı galibiyetin rehavet sağladığı bir Fenerbahçe izledik. Bir yanı galibiyeti isterken, defansın buyurgan hataları da dikkat çekiciydi. Maçın 60. dakikasında ırgat yürekli Tuncay'ın sağdan bir gidişi var ki, kesinlikle gol olmalıydı ama Appiah, arkası dönük yakalandı kaleciye...
***
Maçın son dakikalarında skoru korumaktan başka amacı olmayan Fenerbahçe, kalesinde golü gördü. Bu gol de, gerilimi yükselten dakikalara mahkum etti Fenerbahçe'yi... Ama iki takım arasında "kalite farkı" her bakımdan dışa vurdu ve Fenerbahçe yediği basit gollere karşılık attığı yaratıcı gollerle, maçı koparıp aldı.
***
Maç öncesi beni en çok düşündüren, Fenerbahçe maçlarının sabıkalı hakemi Selçuk Dereli'ydi... Vestel Manisa forvetinin, Selçuk Dereli'nin adına ve geçmiş maçlarına güvenerek, rakip ceza alanında kendini yere atma seanslarına sığındığı dakikalarda, Selçuk Dereli, bu "sahte atışlara" kart gösteremedi. Ama sonucu etkileyecek hatası olmadı. Buna da şükür!
***
Fenerbahçe, hak ettiği liderlik biletiyle dönüyor Manisa'dan... Cumhuriyet Bayramı'nda alınan bu galibiyetin bir anlamı var. Çünkü biliyor ki, karşısında sadece Vestel Manisa yoktu. Yedi düvel vardı. Diğer takım taraftaları için biletleri fora edip, Fenerbahçe denince düşmanlığını dışa vuranlara karşı alınan bir galibiyetin o yüzden anlamı büyük.