Ağır tempo İki takım da "Bitse de gitsek" havasında olunca, buna taraftarın monoton tezahüratları da eklenince son derece keyifsiz bir mücadele oldu. Maçın Fenerbahçe adına en olumlu yanı Zico'nun yedeklerle kurulu bir kadroyla çıkmasına rağmen, son iki maçtır başarılı olan düzende ısrar etmesiydi. Diğer yandan, defanstaki dörtlüyü bozmaması da doğru bir karardı. Bilhassa, Edu-Lugano ikilisinin, birbirlerine alışmaları açısından birlikte oynamaları yararlıydı. Zaten son üç maçtır orta sahaya bir adam daha eklendiğinden beri bu ikilinin de performansları arttı. Forma giyen yedek oyuncular pek de göz doldurmadılar. Özellikle Tümer'in son derece silik futbolu düşündürücüydü. Belli ki yedek kaldığı için mutsuz. Ama, böyle vurdumduymaz oynarsa da formayı kapması zor. Sezon başında ilk 11'de görev alan Semih ile Serkan'ın yedek ağırlıklı bir kadroda bile yer bulamamaları son derece düşündürücü. Özellikle Semih, Kezman'ın yokluğunda tek santrfor olarak Deivid'den daha faydalı olabilir.
Ligde farklı olur Deivid, gol atmasına karşılık, özellikle kapalı defansa karşı, sırtı dönük pek etkili olamadığından bu düzende verimli olmayabilir. Gaziantep'te de tıpkı Fenerbahçe'de olduğu gibi bazı eksikler vardı. Etkili santrforları Diawara'nın forma giymemesi, sarı-lacivertli takımın işini kolaylaştırdı. Sekiz gün sonra iki takım arasında oynanacak lig karşılaşması bundan çok daha farklı bir mücadeleye sahne olacaktır. Fenerbahçe'nin galibiyeti kadar son üç maçta kalesinde az pozisyon veriyor olması oldukça sevindirici. Önümüzdeki Vestel maçında, son karşılaşmalarda başarılı olan sistem ve Deivid-Semih değişikliği Fenerbahçe'ye istediği sonucu getirebilir.