Zor da olsa... Galatasaray-Bursaspor kupa maçı her şeyden önce bazı gerçekleri ortaya çıkardı. Bunlardan ilki Galatasaray'ın yedekleri ve de ilk 18'e giremeyenleri hazır değil. Gerets'in ne yapıp edip bu yedekleri hazır tutması gerekiyor. İkinci gerçek Carussca'nın 'kapuska' filan değil birinci sınıf bir futbolcu olduğu. Maç eksiği olmasına rağmen Arda'nın sağ kanada çekilip Carusca'nın da sol kanatta oynaması gerektiğini 90 dakika boyunca Gerets'e bağıra bağıra söyledi. Cihan çok iyi niyetli bir futbolcu ama ne sağ bek ne de sol bek. Tolga, dün her iki kanatta da oynadı ve çok zorlandı. Solda ilk yarıda maç eksiğinden olacak çok basit hatalar yaptı, kademeye gidemedi. Yer tutamadı ve hemen hemen atılan her çalımı yedi. Ama ikinci yarıda kendine geldi ve Bursaspor forvetlerine geçit vermedi. İkinci yarıda Sabri ve Ümit Karan girdikten sonra Galatasaray adam gibi top oynamaya başladı.
Biraz saygı lütfen Bursasporlular herhalde taktik gereği olacak ikinci yarı boyunca sürekli kendilerini yere atıp oyunu soğutmaya çalıştılar. Bu da Galatasaray'ın oyundan düşmesine neden oldu. Hasan Şaş hırsıyla, futboluyla, yüreğiyle her zaman her takımda oynar. Hasan Kabze uzun süre yedekte kalmasının nedeniyle oyuna bir türlü ısınamadı ve ikinci yarının başında yerini Ümit Karan'a bıraktı. Necati'nin attığı ilk gol gerçekten görülmeye değerdi. Meşin yuvarlağa Necati Ateş'e yakışır biçimde vurdu ve çok şık bir gol attı. Maçın son 10 dakikasında Galatasaraylılar 'bitse de gitsek' havasıyla birer ikişer oyundan düşmeye başladılar ve bu arada Bursaspor iki-üç net gol pozisyonu buldu. Bursaspor seyircisi bir Beşiktaş tutturmuş gidiyor. Maç boyunca sürekli Beşiktaş'a küfrettiler, Beşiktaş'tan yorulunca bu sefer Galatasaray'a sövdüler ama sarı-kırmızılı seyircilerin aynı şekilde karşılık vermesi çok yanlıştı. Bayramın bu son gününde insanların birbirlerine biraz daha saygılı olması, en azından sövüp saymaması gerekir.