Bitti mi? Büyüklerin kupa maçlarında yaşadığı İnegöl ve Pendik facialarından bu yana, alt lig takımlarıyla yapılan karşılaşmalar öncesinde kafalarda "Acaba mı" sorusu oluşmuştu... Bucaspor'un gücü belliydi. Üstüne üstlük savunmada banko oynayan oyuncularından ikisi sakat, biri de cezalıydı. Elbette Beşiktaş'ın da sakatı çoktu ama kadro kalitesi arasındaki fark, tartışılmayacak kadar büyüktü... Ev sahibi ekipte Aygün ve Beşiktaş'ın sezon başında talip olduğu, ancak 5 trilyon gibi uçuk bir rakam istendiği için transferinden vazgeçilen Mehmet Batdal dışında etkili bir isme rastlayamadık. Sahadaki ikiz kuleler Mehmet Batdal-Gökhan Zan kapışması da, Beşiktaş kaptanının üstünlüğüyle geçince, sarı-lacivertlilerin "En azından bir beraberlik" hayalleri de suya düşüyordu. Beşiktaş yedek kulübesi ise A takım görüntüsündeydi. Runje, İ. Toraman, İ. Üzülmez, Delgado, Nobre... Tigana'nın sürekli 11'de şans verdiği bu isimlerden Runje ve Nobre haricindekiler ikinci yarıda sahaya sürülünce, farklı skor kaçınılmaz oldu...
Nerdesin Delgado! Fahri ile açılan gol perdesinde Gökhan Güleç, Bobo (2) ve Delgado'nun golleri, Beşiktaş'a kupada üç puan ve statü gereği 100 bin dolar da para getirdi. Baki'nin ilk 43 dakika içinde iki sarı kart birden görmesi, ilerleyen haftalar için büyük bir tehlikeyi de şimdiden işaret ediyordu. İyi bir kumaşa sahip olan ancak "Onu geçeyim, bunu geçeyim, dur şunu da geçeyim; pası sonra atayım" sevdasına kapılan Burak, sonunda "Dur o zaman, ben seni bir kenara alayım" diyen Tigana engeline takıldı sonunda... Ricardinho'nun vasat futbolu dün de devam ederken; Bobo ise iki gol bir asistle, kupa maçının parlayan yıldızı oluverdi. Ve Delgado... Taraftar onu, o da futbolu özlemiş. Attığı enfes frikik golü ve yaptığı güzel asist, Beşiktaş tribünlerinin özlediği görüntülerdi. Hasret bitti... Galiba!