Topa fazla sahip olma gereği Dünya Kupası'nda "topa faza sahip olan TFSO" takımlarının % 70'i maçları kaybetti, bu oran geçen yılki ligimizde de buna yakındı. İstatistik takıntısını zeka özürlüleri nedeniyle maksimuma çıkarmış köhne zihniyetli adamlar bunu fırsat bilip, akıllarınca dalga geçtiler ölçme sayma işleriyle. Ama şunu unuttular; "TFSO" takımlar bunun çoğunluğunu rakip kendi yarı alanına çekildiği için yaptılar. Aktif ve tehlikeli alanda top dolaştırma olayı yoktu. Yani üstelik işe yarayan rakip ceza alanı çevresindeki topla oynamalarda ise çoğunlukla top kaybı yapıldığı için rakip takıma "hızlı hücuma çıkma ve kendisini az adamla yakalama" şansı verir ve golü yerler. Yani burada önemli olan topu ne kadar süre kullandığınız değil (nicelik) ne kadar doğru (nitelik) kullandığınızdır. Bu yüzden, topun Alex ile Kezman'da kaldığı süre Lugano ve Edu'da kaldığı süreden daha önemlidir ve daha risklidir. Çünkü onlar rakibin kalabalık ve baskılı olduğu yerde topla oynarlar. İşte bu nedenle ben toplam süreye değil, nerede ve kimde olduğuna baktırırım asistanlarıma. Buradan çıkan sonuçları çok yakında bambaşka TV programlarında, bu ülkede daha önce benzerini görmediğiniz futbol programı formatlarıyla sizlerle paylaşacağım.