Bir gün görecek! Rize'de şans golüyle alınan 3 puanın rehavetine kapılıp, UEFA'yı riske sokan "Tigana saçmalıkları"nı masaya yatırmazlık edemeyiz! Mösyö, ya çalıştırdığı takımı tanımıyor ya da tanıdığını bile bile dalga geçiyor! Tottenham maçı öncesinde futbolcularını güya uyarıyor: "Orta saha çok önemli. Bu bölgede inisiyatifi (üstünlük) elimizde tutmamız için ayağa pas yapıp, teknik özelliklerimizi kullanarak, top kaybını en aza indirmeliyiz..." Tigana'nın birinci gafleti; orta sahada inisiyatifi ellerinde tutmalarını istediği futbolcularının (Serdar, Burak, Fahri) teknik özelliklerinin düşük olduğunun bilincinde olmamasıdır. Ve Tigana, "beyin" görevini bu "üç acemi"ye verip, onlardan inisiyatif bekliyor... Doğal olarak gençler, ağır yükün altından kalkamadığı gibi hocanın gözünde "yenilginin suçlusu" oldular... Oysa tek suçlu; "sistem" ve "yanlış oyuncu seçimi"nde inat eden Fransız'ın ta kendisiydi... Şunu merak ediyorum; Tigana'nın yaptıklarını bir Türk teknik direktör (Rıza Çalımbay, Samet Aybaba, Ziya Doğan) yapsaydı; şimdi halleri nice olurdu? "Bu kadro, bu üç Türk teknik direktörün elinde böyle mi olurdu?" diye anket yapılsa ezici çoğunluk "hayır" derdi. Çünkü bu üç Türk teknik direktör de kısıtlı olanaklarla çalıştıkları kulüplerdeki başarılarıyla kendilerini kanıtlamış, övgü kazanmışlardır. Tigana ise "bolluk" içinde "yokluk" yaşatıyor... 10 hafta geride kaldı, hâlâ "iyi futbol" için bir ilerleme, gol yollarında organize oyun yok. Bu kadro iyi kullanılsaydı bugün atılan gol sayısı 14 değil, en az 24, sıradaki yeri en tepe olurdu. Ama bu kadro yapısıyla, bu sistem mantığıyla olacak gibi değil! Tigana'ya bakılırsa Beşiktaş, iyiye gidiyor. Yanılıyor... Yanıldığını bir gün görecek ama iş, işten geçecek...