Kırım! Sarkozy ve yandaşlarının politik beslemeyle şekillendir-dikleri ve üzerine özellikle İstanbul'da yaşayan 50 bine yakın Ermeni'yi huzursuz ettikleri bir iddianın, yargısız infazlarını yaşadık; Daha geçen hafta, özgürlükler ülkesi Fransa'da!.. Kendi menfaatleri uğruna bu topraklarda Müslüman halkla omuz omuza yaşayan, birbirinden kız alıp veren binlerce Ermeni vatandaşını rencide etmeye çalışan bu zihniyetin mantığı soykırım değil, yaklaşan seçimler öncesi olması muhtemel; "Oy kırımı"dır... G.Birliği gibi boyuna oynayan, kora kor mücadele eden, oyunu çirkinleştirmeyen ve mücadelenin maksimumda olduğu bir maçta Beşiktaş'ın 7'den fazla girdiği net gol pozisyonlarını beğenmeyip, hâlâ pirincin içinden taş ayıklamaya çalışmak; "Düşünce kırımı"dır... Cılkı çıkarcasına Rico ve Delgado yarımadasının ikiye bölünmek istenmesi, Burak'ın her maçta bir penaltısının es geçilmesinin gündeme taşınmaması, düne kadar Mercimek'i fırına veren skor yazarlarının bu vatandaş iyi oynadıkça 'tribünler öyle diyordu' uydurmasına sığınması; "Bel kırımı"dır... Herkes Tigana'nın ekibine konuştukça, benim de 2007'nin ocağına iki kelam edesim geliyor... 2006 yuvarlandıkça sona doğru; kulisler dile, özel mektuplar ele gelmeye başladı... 50-60 kişiyi fotoğraf karesinde bile yan yana getiremeyenler, uyduruk toplantılar sonrası "Biz şu kadarız" fetvaları, "Seçimlerde biz ne dersek o olur" üçkağıtçıklarıyla; ranta doğru ellerini oğuşturuyor... Camiada gelişen bütün olumsuzlukları kongreye yorarak sinekten yağ çıkarmaya, karıncanın da belini incitmemeye çalışıyorlar... Yazıktır ki, futbolcular sahada, taraftar tribünde ölümünü savaştıkça; kulisçiler ve kongreciler insan ayırımı tezgâhında nakış işlemekteler... Lafın belini kırarsak; Seçimler öncesi yapılan bütün bu işveler, gerçek Beşiktaşlıyı soğutma adına oy kırım edasında bir; "Soykırım"dır!