İş sahada bitmeli Sezon başında alınan puan düşürme kararı hatalıydı. Böyle kararların Türkiye'de alınamayacağı, alınsa bile büyük dedikodulara sebep olacağını herkes biliyor... Hakeme, temsilciye, gözlemciye yetki verirsin, eskiden olduğu gibi 3 kere anons yaparlar, küfür devam ederse hakem üçlüsü soyunma odasına gider ve iş orada biter... 3
Hakan Şükür'ün Moldova maçında "4 gol atması Milli Takım'ı bırakması için tam zamanı" şeklinde değerlendirildi. Hakan, Milli Takım'a veda etmeli mi? Aptalca bir görüş. Hakan bitik, baygın falan değil ki! Böyle bir şey olur mu? Mustafa Denizli harika tavla oynardı, ben de çok kötü bir tavla oyuncusuyum. Ama Çeşme'de beraber oynardık ve o beni habire yenerdi. Bir gün 6-0 galipken, ne olduysa oldu, ben 7-6 kazandım. O gün bugün Mustafa hocayla bir daha oynamıyorum. Bir daha hocayı yenmeme imkan yok biliyorum. Gırgır olsun. Bu iş bu kadar gırgır mı ya! Hakan Şükür'ün bu işi bırakması için Türkiye'de yeni bir Hakan Şükür'ün ortaya çıkması lazım.
Hakan'ın yarısı kadar, dörte biri kadar oynayan yok. Türk basını çok iğrenç bir şekilde Hakan'ın üzerine oynuyor. Türkiye'de gol kaçırmayan forvet var mı? Hangisinin üzerine yazı kuruluyor? Bana bir göstersinler!.. Başta Doğan Koloğlu ve Kazım Kanat efendiler bütün maç Hakan'ı izleyip, Hakan'ı yazıyorlar. Hakan iyi oynarsa yazmıyorlar. Hakan kötü oynadığı zaman, "İşte Hakan'dan bu kadar olur" diye yazıyorlar. Kutsal ittifak medyası da bunların peşinde olunca Hakan düşmanlığı artıyor. Hakan'ı Galatasaray'dan sildikleri zaman Galatasaray'ın ne kadar zayıflayacağını biliyorlar. Bütün hesapları bu!.. Doğan Koloğlu'nun hesabı ayrı. Onun hesabı benimle... Benimle olan hesabı yüzünden Hakan'ı eziyor.
BEN İCAT ETMEDİM -Olimpiyat Stadı'nda yaşanan rezaletin ardından araç kartı şartı başta olmak üzere bir dizi önlemler alındı. Bu kez sorunlar çözülebilecek mi? Orada otopark kapasitesinin belirlenmesi ve araç sayısına göre de araç kartı dağıtılması, bu karta sahip olmayan araçların bu yola sokulmaması gerektiğini ben yazdım. Bunu ben kendim icat etmedim. Gittiğim bütün uluslararası organizasyonlarda olayın böyle olduğunu gördüm. 100 bin kişilik statta Dünya Kupası finali oynanıyor. Herkes oraya arabayla giderse oraya kimse varamaz. Bunu Fransız bildiği için "Gelip benden park izni alacaksın" diyor. Stadyuma giden yolları öyle bir kesiyor ki polis, o kartın olmazsa giremiyorsun içeriye zaten. Stada yanaşamıyorsun. Vatandaş da bunu bildiği için gitmiyor. Biz de saldım cayıra mevlam kayıra... İkincisi; Liverpool-Milan maçını örnek verdiler. Yahu o maçta kimse arabayla gitmedi ki! Gelen bütün seyirciler, turlarla geldi ve o turlar seyircileri otobüslerle getirip götürdüler. Üç; İstanbul Emniyet Müdürlüğü oraya en deneyimli adamlarını yerleştirdi ve bunları eğitti. Şimdi o ekip tayinlerle darmadağın olmuş. Bugünlerde öğreniyorum ki, Silivri'ye, Tekirdağ'a bilmem nereye tayin olmuşları bile, Liverpool- Milan maçında çok başarılı oldukları için PSV maçı için yeniden davet etmişler. Bu defa işi ve eleştirileri ciddiye aldı İstanbul Emniyet Müdürlüğü... Dikkate aldığın zaman da durum geçen seferkinden çok daha iyi olacak gibi görünüyor. -Sezon başında küfürlü tezahüratlara karşı verilmesi planlanan puan silmeye varan cezalarda kulüplerin isteğiyle büyük bir indirime gidildi. Yeni cezalar caydırıcı olabilecek mi? Sene başında alınan puan düşürme kararı bence hatalıydı. Puan düşürmeye geldiğin zaman şampiyonu ve kümede kalacak takımı değiştirecek durumlar var. O zaman böyle kararların Türkiye'de alınamayacağını, alınsa bile büyük dedikodulara sebep olacağını herkes biliyor. Yapamayacağın şeyi koymayacaksın. Türkiye'nin en büyük zaafı bu... Devleti küçük düşüren konular bunlar. Uygulayamayacakları bildikleri kararları laf ola alıyorlar. Şimdi Fenerbahçe'nin, Galatasaray'ın küfür yüzünden puanını düşüreceksin dediğin zaman, ne bekliyorsun, aman küfürü önlesin. Küfürü kim önleyecek? Yöneticinin taraftar üzerinde bir etkisi yok ki! Hele taraftar o yönetime kızmışsa, küsmüşse daha da üstüne gider.
İNATLA BAĞIRIRLAR Diyelim ki Özhan Canaydın'ın Galatasaray'ın başından gitmesini istiyor. İnatla bağırırlar ki Galatasaray puan kaybetsin, düşsün ve 'Özhan da gitsin' diye. Türkiye'deki mantelite bu. Para cezası başka bir şey... Para cezasının telafisi var. Ama puan kesmenin telafisi yok. Puan cezası şöyle verilir: Hakeme, temsilciye, gözlemciye yetki verirsin, eskiden olduğu gibi, 3 kere anons yaparlar, küfür devam ederse, hakem soyunma odasına gider, iş orada biter. Yoksa arkasından toplanıp, federasyon karar verecek falan, diye bir şey yok. Orada cezayı kesebiliyorsan eğer o zaman kulüpler de önlem almak zorunda kalırlar. Sadece devletin güvenlik güçleri değil, kendi güvenlik güçlerini de koyarlar, bu şekilde eylemde bulunun adamları teslim edip, 'bunları stada almayın' derler. Bu iş öyle biter. Ama orada hesabı kestiğin zaman iyi. Hesabı federasyonda kestiğin zaman Akçaabat Sebat'a kesilir bu ceza, Trabzonspor'a kesilmez!..