Önce kapınızın önünü süpürün General Harrington Kupası, F.Bahçe Müzesi'nin en anlamlı ve övünülecek kupasıdır. Bir devri anlatmaktadır. F.Bahçelilerin, emperyalizme karşı verdiğimiz en büyük savaşımızdaki katkıları ortada, şehitler ortada, bu yüzden kulübün vatana hizmetten dolayı işgal kuvvetlerince kapatılıp Nihat Bey'in Malta'ya sürgün gönderilmesi ortada. Bunlar cephedeki tarihsel gerçekler. Bir de spor sahalarındaki gerçekler var. İşgal kuvvetleriyle yapılan maçlardaki galibiyetlerin cepheye nasıl yansıdığını, Başkomutanın anlaması F.Bahçeliler için yeterlidir. Mustafa Kemal'in kulübü ziyaret edip tebriklerini sunan bir yazı kaleme alması şu andaki 3-5 F.Bahçe düşmanının ne düşündüğüyle ilgili bir konu değildir. Bu kulüp Mustafa Kemal'in kulübüdür, öyle de kalacaktır. Harrington Kupası adı altında yapılan maçta alınan zafer, Lozan'daki heyetimize de büyük moral kaynağı olduğu, İsmet Paşa'nın İstanbul'a çektiği "Meserretle gözlerinizden öperim" telgrafıyla bilinmektedir. Beşiktaş ve G.Saraylılar da işgal kuvvetleriyle çok maç yapmışlardır. Belki başarılı olamamışlardır ama elbette niyetleri vatana ihanet değil, cepheye moral taşımaktı. Onlar da mutlaka Harrington Kupası'nı almayı canı gönülden isterlerdi ama o bir tarihi (anlayana) anlatan kupa şimdi sadece Fenerbahçe Müzesi'nde milletimizin gururu olarak sembolik de olsa korunmakta. F.Bahçeliler şanlı şerefli tarihlerini kendi müzelerinde en ince ayrıntılarına kadar yaşıyorlar. Müze ve Tarih Kurulu Başkanı Dr. Sertaç Kayserilioğlu'ndan da istedikleri bilgi ve kaynakları alabiliyorlar, kimseye ihtiyaçları yok.
Fransa'ya boykot meselesi Fransa'nın Ermeni konusunda ülkemize yaptığı kalleşlik ortada. Hepimiz kırgın, üzgün ve öfkeliyiz. Haklı olarak neyi nasıl protesto edeceğimizi düşünüyoruz. Herkes karınca kararınca bir şeyler yapmaya çalışıyor. Kezman konusunda milliyetçi kesilenler, populizm uğruna şoven duygularla F.Bahçe'ye saldıranlar, haydi bakalım şimdi gerçek yüzünüzü gösterin. Bakın, bize düşmanlığını açıkça ilan eden Fransa'nın bir vatandaşı takımınızdan milyon euro'ları memleketine götürüyor. Hadi Kezman'a, Mirkoviç'e, Lazetiç'e hatta Aurelio'ya yaptıklarınızı Tigana'ya da yapsanıza diyeceğim ama arkadaşlarda tık yok. Demek ki işin içine fanatiği oldukları Beşiktaş girince milliyetçilik, fikirler, ilkeler filan rafa kalkıyor. Bence siz F.Bahçe'nin anlı şanlı, şerefli ve her Türk'ün gururla övünmesi gereken tarihini ağzınızı pelesenk edeceğinize, ilk önce şu kendi kapınızın önünü, daha doğrusu beyninizin içini süpürün, sonra belki daha kolay anlaşılabilirsiniz.