Galibiyetler güzel Üç gün arayla yapılan maçlarda hataları görmek daha kolay oluyor. Macaristan karşısında rakibi açmakta zorlanan millilerimiz, dün akşam sonuca çok daha kolay gitti. Moldova zayıf bir ekip. Bosna ile 2-2 berabere kaldıktan sonra bizi gözlerine kestirmişler. Açık oyunu tercih edip, hadlerini bilmediler. Elbette boylarının ölçülerini de aldılar. Üç gün önce sahaya çıkan kadromuz dün de sahadaydı. Fatih Terim, tek değişikliği Sabri'yi sağ kandın gerisine çekip, Hamit'e orta sahada görev vermekle yaptı. İyi de yaptı. Her ikisi de mükemmel oynadı. Sabri, kanadı iyi kullanırken, Hamit de orta sahada etkindi. Mükemmel şutlar attı, asistler yaptı. Sabri ise Hakan'a attırdığı ilk golde yaptığı asistle perdenin açılmasında büyük rol oynadı. Hemen arkasından gelen penaltı golü de zaten güçsüz olan Moldova'nın teslim bayrağını çekmesine yetti de arttı bile. Arkasından milli takım şov başladı.
4 gol kolay iş değil 3-0'dan sonraki bir iki pozisyon dışında savunmamıza ve Rüştü'ye iş düşmedi. Sabri ve Hamit'in dışında Tuncay'ı mücadelesi ve attığı golle, Aurelio'yu ve Arda'yı zaman zaman oyuna yaptıkları katkılardan dolayı alkışlarken, 4 gol atan Hakan'a da ayrı bir paragraf açıyoruz. Rakip zayıfmış, savunmaları güçsüzmüş, şuymuş buymuş. Ne olursa olsun. Bir milli maçta 4 gol atmak kolay iş değildir. Hakan'ı kutluyorum. Ülkemizde hiç bitmeyecek tartışma konusu olmaya devam edecek. Aylarca gol atmadığında eleştirilecek, işte böyle gol attığı zaman da alkışlanacak. Günler böyle geçecek. Ama doğrunun ne olduğunu hiç kimse anlayamayacak. Üç zayıf rakiple oynadık. Normal olarak almamız gereken 9 puana elbette seviniyoruz. Umarım bu başarımız değer maçlarda da devam eder.