Herkese bravo Elbette bravoların en büyüğü Hakan Şükür'e... Bu kadar eleştirilen bir futbolcu kendisine yöneltilen yağmur gibi öfkeye ancak bu kadar güzel cevap verebilirdi. Hakan Şükür ölmediğini, üç sene gol atmasa bile bir maçta hepsini toptan atabileceğini gösterdi. Onun gollerinin en çok bundan sonraki maçlarda takımımızın gençlerini yüreklendireceği kesin. Üçlü pakette herhangi bir hasar vermedik. 2006 bölümünü firesiz kapatarak finallere gidebileceğimizin mesajlarını da vermeye başladık. Savunma skor avantajının rahatlık getirdiği ikinci yarıdaki beş dakikalık bölüm dışında kusursuz oynadı. Ancak o beş dakikalık gevşekliği futbolcuların kendi kendilerine sorgulamaları şart.
Bu takım finallere gider Gökhan Zan-Servet ikilisi muhteşem oynuyor. Sağ tarafta Hamit, sol tarafta İbrahim Üzülmez hatasız maç oynamanın örneklerini veriyorlar. Sabri birden bire Milli Takım'ın vazgeçilmezleri arasına girdi. Bu kanat bindirmeleri ve yaptığı ortalarla Fatih Terim'in bankoları arasına adını yazdırdı. Aurelio kırk yıllık Türk gibi kusursuz oynuyor. Arda deneyim kazandıkça ilerde bu takımın patronu olacak. Tuncay her zamanki gibi kalbini sahaya koydu. Gökdeniz, Milli Takım'ın yine en durgun oyuncusuydu ama çok da kötü oynamadı. Bu kadar iyi futbolcunun arasında onun durgunluğu elbette dikkat çekti. Milli Takım'ımızın oyun disiplini ve kazanma hırsı hepimizin beklentilerinin de üstüne çıkmaya başladı. İlk otuz dakikalık durgunluk döneminden sonra kanatları işletmeye başlayınca Moldova'nın yapacak hiçbir şeyi kalmadı. Bir o kadar daha gol atabilirdik. Bu takım Terim yönetiminde doğru adımlarla finallerdeki yerini alacak.