Tahir Kıran'a son mektup! Bak Tahir kardeşim, sen bana ve Zafer Ertem'e açık ve seçik olarak "Fenerbahçe şampiyon olamaz" dedin, Galatasaray maçlarına verilen prim tarifesini de açıkladın. Şimdi inkar etmek için komik oluyorsun. Ben Habertürk'e telefonla katıldığım gece, ismi lazım değil bir vatandaşın federasyonda sıkça görüldüğünü söyledim. Şimdi bunu diline dolamışsın, nereye varacaksan? O olayı aynen anlatıyorum. Ben sana "Kör gözünün parmağına işler hep bu federasyon döneminde yapılıyor. Falanca kişiden herkes rahatsız ama o federasyon koridorlarında dolaşıyor" dedim. Sen de "hiç gelmiyor ki, çağıralım sekreter kızı kendin sor" dedin.
Sonra sekreter kızı çağırdın ve sordun; kızım falanca buraya geliyor mu? Cevap: Geliyor efendim!... En son ne zaman geldi? Bir ay kadar önce efendim!.. Kızım kaç kez geldi yani? Üç-dört kez geldi efendim!.. Sonra bana döndün, "Bak 3,4 kez gelmiş" dedin, ben de "Az mı kardeşim? Kapının önünden bile geçmemesi gerek mez mi?" diye sordum hatırlarsan... Şimdi söyle bana Tahir kardeşim, o kişinin federasyona gelip gelmemesi mi önemli yoksa bunu bana senin ya da sekreter kızın söylemesi mi? Elbette ikincisi. Bu nedenle ben de yukarıdaki hikayeyi anlatmak yerine "O şahısın federasyona gittiğini Tahir Kıran da doğruladı!" dedim... Sen şimdi aklın sıra bu minik detayı yemin etmek için kullanıp diğer doğruları mı yalanlayacaksın. Ne diyeyim sana, işin zor, Allah kolaylık versin!
