Koz kullanmak Yeniden şerefli yenilgiler ülkesi olduk. Galatasaray, İngiltere'de üç gol atıyor, iki gol yiyor. İki maçta aldığı tek puan. Sanki büyük bir zafer kazanmış! Neymiş, Liverpool'a kök söktürmüş. Galatasaray UEFA Şampiyonu değil mi? Galatasaray'ın UEFA Şampiyonluğu, her fırsatta, Fenerbahçe'nin önüne konuyor da UEFA Şampiyonu olup; üç gol yediği maçta, iki tane gol attı diye zafer naralarıyla karşılanan başka bir takım gösterin bana?
***
Fenerbahçe, iki maçı da kazanıyor. Ağzıyla kuş tutsa kimseye yaranamıyor. Rakibi Danimarkalı. Danimarka takımının ruhu, maçı 3-0'a getirdikten sonra züppeleşen Liverpoollu futbolcuların yanında çok daha namuslu ve dirençli sayılmaz mı? Bunu kim hesaba katacak? Kulüp yazarlığının resmi temsilcileri mi?
***
Maç yayınlarında Fenerbahçe'nin ratingi, Galatasaray maçıyla kıyaslanıyor. Galatasaray maçı daha çok izlenmiş. Fenerbahçe'nin maçı yayınlanırken, bütün ülke kendi takımlarının maçını izliyor. 4 maç birden naklen... Galatasaray tek başına gecenin solisti. Bunlar hesap dışı! Fenerbahçe'nin sırrı da burada yatıyor. UEFA Şampiyonu olmadığı halde, bu ülkede büyük kalabilen tek takım.
***
Her yanı buram buram haksızlık kokan bir ülkeyiz. Milli takım, formda olanların ve formasını namusuyla terletenlerin takımı değil mi? Hakan Şükür milli takımda. Ersen Martin yok! Hakan Şükür, bastonuyla bile gelse, milli takımdaki yeri hazırdır. Ersen Martin'in namuslu mücadelesinin imbiğinden alın teri süzülse, yolu açık olsun.
***
Yıllardır bir arpa boyu yol almayan, İngiltere'de iki doğru orta yapan Galatasaraylı Sabri, milli takımda. Beşiktaşlı Burak Yılmaz yok. Vestel Manisa'yı hiç hesaba katmayın, orada Ersun Yanal var çünkü! Hep söylemişimdir. Adalet ya ruhtadır. Ya hiçbir yerde.
***
Abdullah Avcı'yı tanır mısınız? Yerli antrenörlerin yüz akı. 17 Yaş Altı Milli Takımı'nı Avrupa'da şampiyon yapıp, bütün dünyaya tanıtan genç antrenör. Milli takımda görev alması hem ülkemiz, hem futbolumuz adına müthiş bir yatırım olacaktı. Önü kesildi. Fatih Terim, görev bekleyen bu adamın karşısına dikildi bir gün. "Sen hiç milli oldun mu?" dedi. Sözde, en zayıf yerinden yakaladı. Hiç kimseye küfür etmeyen, maçta rakibine kafa atmayan ve sürekli olarak bilgisini ve kendi ruhunu geliştiren Abdullah Avcı'nın, hiç mili olamadı diye, milli takımla ilişiği kesildi. Sudan bir sebeple harcandı. Haluk Ulusoy da bu tiyatroyu seyretti. Abdullah Avcı gibilerinin harcandığı bir düzende, Ersen Martin, Burak Yılmaz ve diğerleri ne ki!
***
Elindeki kozu kullanmak sanatsa, ancak küçük düşünenlerin sanatıdır. Bizler bu sanata ne seyirci oluruz! Ne alkış tutarız. Alkışlama ekipleri değil mi zaten, bu ülkenin ruhunu yok eden. Onlara hayırlı işler! Bol kazançlar!