Düşünme zamanı Galatasaray, beraberlik serisine Ali Sami Yen'de de devam etti. Çok rahat kazanması gereken bir maçtı bu. Ama 60. dakikadan sonra Liverpool yorgunluğu Galatasaray'ın sırtına binince iki puan da İstanbul'da Konyaspor'a teslim edildi. Galatasaray'ın maçı daha birinci yarıda koparıp götürmesi gerekiyordu. Ama gelin görün ki şans sizden yana olmayınca yapacak fazla bir şey kalmıyor. Tabii bu şanssızlığa beceriksizliği de ekleyeceksiniz. Galatasaray, her maçında olduğu gibi bu maçta da yüzde yüzlük gol pozisyonlarını harcadı. Hangi takımı tutarsanız tutun Arda'yı seyretmek için Galatasaray'ı izlemek zorundasınız. Sergen'in gençliğinden bu yana Türk futbolu böylesi bir yıldız görmedi. Ama onun futbolu da 70'te bitti. Liverpool yorgunluğu onun da ayaklarını durdurdu. Ama İliç'e verdiği ikinci gol pası ve kendi attığı gol, gerçekten muhteşemdi. Konyaspor özellikle son 10 dakikada oyunu Galatasaray yarı sahasına yıktı. Galatasaraylı futbolcuların aslında ayakta duracak hali kalmamıştı. Konya'nın attığı 1. gol, şanslı ve şanssızın farkıydı aslında. Eder topa öyle bir vurdu ki Mondragon'un kurtaramayacağı köşeye gitti ve gol oldu. Tabii Eder bu topa yüz defa aynı yerden vursa kaleyi bile tutmaz.
Tek kazancı genç Arda Maçın birinci yarısında Konya, savunma ağırlıklı bir futbol oynuyordu. Gerets nedense çok adamla hücuma çıkmayı denemedi. Bir zamanlar denediği 3 forvetli uygulamayı oyuna sürmedi. Ama bütün bunların hepsi hikaye. Şans dediğiniz şey bir kere sizi terk etemeye görsün. Böyle garip goller de yer, 94'te berabere kalırsınız. Bu işi böyle giderse Galatasaray'ın tek kazancı olacak bu sezon. O da Arda. Tabii taa transfer dönemine gidip bu takıma yapılan garip transferleri yazabiliriz... Gerets'le futbolcular arasında yaşanan soğuk savaşa değinebiliriz. Ama bunların hiçbiri giden puanların geri gelmesini sağlamaz. Gerets'in akılını başına devşirip, neden bu beraberliklerin birbiri ardına dizildiğini düşünmesi gerekiyor artık!..