Haddini bileceksin Rakibine saygı duymazsan, haddini bilmeden davranırsan futbol cezayı keser. Trabzon, bu ülkenin en zor deplasmanı. Gerets çift santrforla sahaya çıkarak adeta harakiri yaptı. Yetmedi 3-1 yenikken orta sahadan Ayhan'ı çıkarıp üçüncü santrfor olarak Özgürcan'ı aldı. Özgürcan ile birlikte Galatasaray'ı harcadı. Arda'dan oyun kurucu üretmeye çalışması da berbat bir tercihti. Ben artık Gerets'e olan inancımı giderek kaybediyorum. Tarihi bir yenilgi olmadıysa sebep Trabzon'un aşırı ihtiyatlı oynamasıydı. Ziya Doğan resmen Gerets'i tuş etti. Doğan'ın 'baskın basanındır' taktiği, ilk yarım saatte fırtına gibi bir Trabzon izlettirdi. Gökdeniz'in assolistliğindeki müthiş başlangıç hemen tabelaya yansıdı. Galatasaray'ın yapabildiği tek şey doldu-boşalttan ibaretti. Gökdeniz ve Marcelinho kanatlardan, Ersen Martin ortadan rakibini delik deşik ettiler. Mustafa Keçeli, Ferhat ve Hasan Üçüncü'nün orta saha baskısı sarı kırmızılıları resmen felç etti. Ferhat-Orhan değişikliği oyunu dengeledi.
İkinci yarı değişmedi İlk yarının son dakikasında futbol oynamayı hatırlayan Galatasaray, Hakan'ın ligdeki ilk golüyle ümitli bir devre arası yaşadı. İkinci yarıda değişen hiçbir şey olmadı. Futbolcuların iyi niyetli mücadeleleri bile Eric Gerets'in yanlışlarını düzeltmeye yetmedi. Hep söylüyorum; Ümit Karan ilk onbirde ne zaman başlarsa bu takımın başı dertten kurtulmaz. Çarşamba günü yapılacak Liverpool maçı için beni ümitsizliğe iten en büyük zaaf ise her yan topun tehlike olmasıydı. Kenar orta felsefesi üzerine kurulu İngiliz futbolunun tipik temsilcisi Liverpool karşısında bu futbol oynanırsa maçın sonucunu düşünmek dahi istemiyorum. Umarız bu futbol ölçü olmaz, G.Saray oradan şanlı tarihine uygun bir sonuçla geri ülkeye geri döner.
