Ortasını bulsak Futbolun kalitesine mi takılsak, gönderilmek isteyenlerin peşine mi? Tigana, Gerets ve Zico için sabır ağaçlarını mı sulasak, yoksa teneke mi çalsak arkalarından? Milli takımda yerle bir ettiğimiz Ersun Yanal'ı, şimdi omuzlarımızda koyacak yer bulamasak da, hangi takımın başına postalasak? Şunun ortasını bir bulsak. Hepimiz mutlu olacağız.
***
"Bu yüzler bizleri öldürecek" diye, televizyonları camdan aşağı mı atsak, yoksa battı balık yan gider hesabı, her tarafı oynayan yorumcuları akşam sofralarına mı çağırsak? Dürüstlüğe borçlu kalsak da, "Bu adamı niye oynatmadın?" diye hesap sorduğumuz teknik adamların, "Peki sen niye bu cümleyi kullanmadın?" sözüne borçlu kalmasak! Şunun ortasını bir bulsak. Yerine ulaşacak eleştiriler.
***
Galatasaray'ın penaltı yağmuruna şemsiye mi tutsak, diğer takımlara verilmeyen penaltılara ayna mı tutsak? Unutsak mı tarafsız olduğumuzu, yoksa bağımlı mı kalsak kulüp yazarlığına? Fenerbahçe için kıyameti koparan Yıldırım Demirören'in, Beşiktaş'ın verilmeyen penaltısı için suskunluk grevine gözcü mü olsak, yoksa "Beyim, aynı zarafeti Fenerbahçe maçlarında da gösterin" diye arkasından mı bağırsak? Şunun ortasını bir bulsak. Keyfine varılacak dostluğun.
***
Antrenör ve hakem eskilerinin, yabancı hocalar hakkındaki şer sözlerini manşet mi bellesek, yoksa her sözleriyle mazilerini tekzip ettiklerini mi vursak yüzlerine? Oynanmamış maçlardan önce kahve fallarına mı baksak, yoksa kritik maçlardaki karanlık örtüleri mi kaldırsak, futbolun namusu adına? İki usta satranç oyuncusu gibi mi davransak, gazeteci-yönetici ilişkilerinde, yoksa yalama ilişkilere mi vidalansak, çıkarlarımız için? Şunun ortasını bir bulsak. Kalite gelecek haberlere...
***
Gazete sayfalarını kulaktan dolma haberlerle ihtişamlı yalanlara mı boğsak, yoksa taraftarları kışkırtma istasyonlarında mı uyutsak, uyandıklarında ortalığı talan etsinler diye. Gıcık olduğumuz kulüp başkanları için, iki kaşımızın arasına pusu mu kursak, federasyon başkanlarının uçağında yer mi kapsak, beleş bilet hesabı? Töhmet altında mı kalsak, yoksa "tırnak içine" mi alsak adımızı? Hem yamyam, hem vejetaryen mi olsak? Şu işin ortasını bir bulsak Tadına doyulmayacak mesleğimizin.
***
Hakemleri eleştirmekten haz duyup, onları her hafta sınıfta bıraksak da, hatalarımız için kendimizi bir kez olsun sözlüye kaldırmasak mı? Spikerlerin cengaver edasıyla maç anlatmasına alkış mı tutsak, birbirlerine mankenler gibi sırnaşan yorumcuların gözünü mu doyursak, iştahlı reytinglerle? Maçtan önce mikrofon tutup, yöneticilere cevabını bildiğimiz soruları mı sorsak, yoksa boşları mı doldursak tribünlerde? Yorumcu mu olsak, teknik direktör mü? Melek mi olsak, şeytan mı? Şunun ortasını bir bulsak... Akordu bozulmayacak ülkemizin.
***
Şunun ortasını bir bulsak. Gazetecilik de anlam kazanacak zaten. Futbol da...