Sistem ve sistemsizlik Teknik direktör Zico'nun futbolculuğuna kimsenin bir sözü olamaz. Hepimizin tartışmasız efsanesidir, futbol ilahıdır. Ancak sezon başından beri ortaya konan savruk ve dağınık futbol, Fenerbahçe'yi bir bilinmeze doğru sürüklüyor gibi. Bu takım öyle ya da böyle, son 3 yılın en kondisyonlu takımıydı. Beğenenler ya da beğenmeyenler olabilir ama bir sisteme bağlı olarak oynuyordu. Bazen tribünlerin pek hoşuna gitmeyecek kadar sabırlı, dirençli ve disiplinli bir oyun anlayışı vardı. Şimdi ne mücadele, ne sistem, ne kondisyon ne disiplin. Sonucun ne olduğunun hiç önemi yok, ortadaki oyun çok vahim. Demeye dilim bile varmıyor ama bu gidişle yeni bir 'Aydınspor' faciası ile karşılaşmak an meselesi. Bilemiyorum ama başta futbolcular ve teknik heyet olmak üzere, herkes buna bir çözüm düşünmek zorunda. Bu gidişat iyi değil. Fenerbahçe'nin ve Fenerbahçelinin yıllardır sabırla biriktirdiklerini bir anda harcayabilir. Her şeyi tersine döndürebilir.
Asıl sorumlu futbolcular İşin en acı tarafı da şu ki; yapılan transferlerin hiçbirisi için 'kötü' deme lüksümüz yok. Bu gidişle onlara da yazık olacak. En kötü sistem bile sistemsizlikten iyidir. Ancak Fenerbahçe şu anda 'sistemsiz' oynuyor. Son yılların en kötü ve en zayıf duruşunu sergiliyor. Hem futbol hem de mücadele açısından. Kim ne derse desin bunun birinci sorumlusu futbolcular. Zico'nun kafasındaki oyun şablonuna uymakta zorlansalar dahi, mücadeleyi üst düzeyde sergilemek zorundalar. Fenerbahçeli futbolcunun rakibinden daha az koşmak gibi bir lüksü asla ama asla yok. Herkes aklını başına alsın. Yoksa Randers maçı rövanşı şemsiyeyi tersine çeviren ağır ve acımasız bir milat olur ki; bu da biriktirilen bütün servetin heba olması demektir. Hem maddi hem manevi.