Bu kompleks ile nereye? Fenerbahçe perşembe akşamı neredeyse çok basit ve amatörce bir planın kurbanı olacaktı. Rakip takım teknik adam ve yöneticilerinin maçtan önce "Garanti yeniliriz, hiç şansımız yok'' demeçlerine kandık. Sahaya adamları küçümseyerek adeta helva gibi çıktık. 2-1 de olsa kazanmak önemli. Soyunma odasında gerçeği gören futbolcular, ikinci yarıda işi sıkıya aldılar. Fark 6-7 de olabilirdi. Neyse işte, bunlar ders olacak. Orada işi baştan sıkı tutacak Fenerbahçe daha rahat bir galibiyet alıp turu da geçer. Ama sonraki maçlar için özellikle yeni transferlerin uyum sorunlarını bir an önce atlatmaları gerekiyor.
***
Danimarka'daki rövanş maçı biletleri şimdiden bitmiş. Randers Kulübü Başkanı Milsen, "Maça ilgi o kadar büyük ki şaşırdık. O yüzden Arhus şehrindeki büyük statta oynayacağız'' diyor ve ekliyor. Fenerbahçe'nin büyük ve çok popüler bir kulüp olduğunu biliyorduk ama bu kadar olduğunu tahmin bile edemiyorduk.'' Herhalde yoruma gerek yok.
***
Olimpiyat Stadı'ndaki maç Şampiyonlar Ligi'nin en kötü maçıydı. İki kalecinin eline top değmeden 90 dakika sıkıntılı bir şekilde geçti ve bitti. Daha erken önümüzde maçlar var. Yalnız dikkatimi çeken pankartı sizlerle paylaşmazsam olmaz. "Avrupadaki kardeş takımlarımıza (TSBJK- Randers-KS) başarılar.'' Bu kompleksi anlamak mümkün değil. Bakın, bir kulüp karşısında bu kadar ezilirseniz değil Avrupa, dünya şampiyonu olsanız ne olur olmasanız ne?
***
Ersun Yanal, Yunanistan milli maçında Hakan Şükür'ü oynatmıyor. Atina'da Hakan 2 saat önce sahaya çıkıyor. Ve fizik kondüsyon antrenmanı yapıyor. Yani "Ben sakat falan değilim. Oynatmıyorsa suç hocamın'' diyor. Ve bu olay Ersun'un kellesine kadar uzanıyor. Şimdi Bordeaux karşısında yine yok. Ama kendisi tribünde boy gösteriyor. Basın ve taraftara aynı şekilde "Hiçbir şeyim yok'' mesajı veriyor. Hedef tahtasına da Gerets'i koyuyor. Boşverin sonradan verilen demeçleri, Hakan Şükür bunu hep yapıyor. Görünen o ki kurbanlarının arasına Gerets de girecek. Zaten ha bir olmuş, ha beş ne farkeder ki.