Rüya takım Kiev maçından sonra hızla büyüyen taraftar tepkileriyle birlikte Fenerbahçe yönetimi 100. yıl takımı için bombalarını patlattı. Birbiri ardına gelen oyuncular ve neredeyse saatte bir açıklanan transfer haberleriyle Fenerbahçeliler şaşkına döndü. Şampiyonlar Ligi'nden elenmenin getirdiği şoku atlatmaya çalışırken, Sakarya yenilgisiyle bir şok daha yaşandı. Ama umut tükenmedi. Sadece merak arttı. "100. yıl takımı böyle mi olmalıydı" diyerek, sahadaki gençlere bile tepki gösterenlerin, şimdi merak içinde yeni oyunculardan oluşan "rüya takımın" performansı konusunda tartışmaları başladı. Karamsarlar, bu kez Zico bahanesine sarılıp, "bu hoca ile işimiz zor" diyorlar. İyimserler, "Bu takıma hoca bile gerekmez" diye düşünüyorlar. Tatmin edilemeyenler ise, "Bize Avrupa'da başarı lazım" ahkamını kesiyorlar. Fenerbahçe'de bu üç gruptan bolca bulunduğundan yorumlar ve bakış açıları da çeşit çeşit. Bizim tavsiyemiz herkes kendine bir hedef seçsin ve tatmini bu doğrultuda arasın. Kadronuz ne kadar iyi olursa olsun, Avrupa'da başarılı olmak farklı yetenekler gerektiriyor. Sadece oyuncu kalitesi değil, tecrübesi ve kişilikleri de bu kulvarda önemli. Vizyon arayan oyuncularınız varsa, (Appiah gibi) Avrupa'da fazla zorlanmazsınız. Çünkü bu oyuncular hedefe yürümek adına hem sinerji yaratırlar, hem de takımı taşırlar. Bu karakterde oyuncu sayınız ne kadar çoksa, başarıya yürümeniz de o kadar kolay olur. İkinci olarak teknik adam geliyor. Antrenman kalitesiyle birlikte, maratonu maç maç düşünüp, buna göre taktik kurgu ve analiz yaparak, oyuncularını görevlendiren bir teknik adam. Üçüncüsü yönetim ve taraftarın takıma vereceği destek ve inançtır. Kiev maçındaki gibi ikinci golü yedikten sonra pes edip, kendi futbolcusunu hedef seçen bir taraftar grubuyla tuvalete bile zor gidilir. Maçı önce tribünde kazanmak, sahadaki oyuncuya (ne kadar kötü oynarsa oynasın) desteği sürdürüp, maksimum performansı almaya çalışmak tribünlerin görevi. Bu ahkam içinde, Fenerbahçe'nin yolunu değerlendirirsek, en zayıf halka (Zico), ikinci sırada bile olsa, özellikle UEFA Kupası'nda hedefler açısından alarm veriyor. Fenerbahçe yönetimi hiçbir teknik direktöre sağlamadığı kadar olanağı ve parayı bu sene için harcadı. Çok önemli ve stratejik oyuncular transfer etti. Geç oldu ama önemli olan olmasıydı. Şimdi yine oyuncu performansına yönelik bir düzene sarılan bir hoca ortaya çıkarsa (ki öyle görünüyor), alınacak sonuçlar o güne ait olur. Türkiye'de ise sürprizler yaşanır. Biz mükemmeliyetçi gruptanız galiba...