Daum ve Zico Geldiğinde enkâz devralan Daum, meslektaşı Zico'ya yerli yerinde bir takım bıraktı. İstanbulspor'a 3-0 yenildiği ilk maçta Daum'a destek vermiştim, şimdi de Zico'ya inanıyorum
Fenerbahçe'nin makus talihi yakasını bırakacak gibi değil. Her gelen teknik adama eleştiri altında saldırmak, sadece bu kulübe has bir olay. Daha geleli bir ay olmadı, Zico hakkında neler yazılıyor görüyorsunuz. Hatırlayın Daum geldiğinde bir enkâz devralmış, yepyeni genç bir takım yaratmış yola çıkmıştı. İlk maçta İstanbulspor'a 3-0 yenilince hemen kelle istenmeye başlanmıştı. Bense desteğimi o maçtan itibaren vermiştim. Çünkü F.Bahçe o gün mükemmel oynamış, 15-20 pozisyon üretmiş ve bana güven vermişti. Futbolda 40 yılda rastlanan olaylar vardır. 3-0'lık skor da böyle bir şeydi. Yanılmadım, Daum, F.Bahçe'yi en az gol yiyen, en fazla gol atan takım olarak şampiyonluğa taşıdı.
11 puan gerideyken, "Bu takımı kim kurdu, Daum'u kim getirdi" diyenler lig bitiminde, "Bu takımı babam da şampiyon yapar" şeklinde olaya seviyeli(!) yaklaştılar. Neyse, adam ikinci sene de şampiyon oldu, yine yaranamadı. Hele üçüncü sene son maçta kaçan şampiyonluktan sonra Daum'un artık şansı kalmamıştı. Halbuki o maçta futboldan başka her türlü olay vardı. Sırf Fener ve Daum düşmanlığı yüzünden bu konu tartışılmadı bile.
EKSİĞİ GÖRDÜ Savunmada arızalar vardı, Şampiyonlar Ligi'nde 10, ikinci sene 7 gol atılmış ama her iki senede yenilen gol 14 olmuş. Bu rakamları ortaya koyup, savunmaya destek isteyen nadir yazarlardan biriydim. (Bunu da benim hakkımda kafalarından atıp, tutanlar için yazıyorum). Zico durumu gördü, Lugano'yu istedi. Bir-iki transferle (Anelka'ya bağlı) daha takım tamamlanacak. Yani bu akşamki maça geçen yılki takımla çıkılacak. Daum geldiğinde enkâz almıştı, Zico'ya ise yerli yerinde bir takım bıraktı. Zico ile ilk geldiği gün bir saate yakın konuştum. Beni tatmin etti, bunu da zaten o günkü yazımda belirtmiştim. Kendisine inanıyorum, güzel işler yapacaktır. Bir de, "futbolcular Daum'u sevmiyormuş" deniyor. Bu iş profesyonel bir iş. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil. Herkes işini yapacak. Ben de Daum'u insan olarak o kadar tanımam ama teknik adamlığına hep destek verdim. Profesyonellik önemli. F.Bahçe'ye karşı bir tek Sarıyer'deyken forma giymiştim. Penaltı olmuş, gol atmıştım. Sevinmedim, kafamı önüme eğdim, yürüdüm. Arkadaşlarım da bana saygı duydu. Gol sevinci yaşamadılar. Kadıköy'de 30 bin seyirci ayakta, "Selçuk" diye bağırarak bana sahip çıktı, ağladım. Yani demek istediğim çok sevdiğim takıma gol atmamazlık yapmadım. İşimi satmadım, beni seven seyirciye karşı hareket yapıp yapmamam da kimseyi ilgilendirmez. Onlara saygı duydum. Futbolda işini alnının akıyla yapman yeterli. O zaman sevgiyi de saygıyı da hak edersin. Ben işte Daum'a bu gözle bakarım.
