7 gün 7 gece Futbolda içinden çıkamadığımız bir durum var. Belki de sosyolog-ların, kitle psikolojisi uzmanlarının cevap vermesi gereken bir konu: Motivosyon ve hedef arasındaki ideal ilişki ve denge nasıl olmalıdır? Basit bir örnekle; Fatih Terim'in, '2008 yılında hedefimiz Avrupa Şampiyonluğu' demesi mi doğrudur? Jean Tigana'nın Beşiktaş ve şampiyonluk kelimesini hiç ağzına almaması mı? İnanmak, inandırmak başarının yarısı mı ya da 'Gerçekler budur' diyerek yaşamak daha mı hayırlıdır? En azından futbol-motivasyon ilişkisi nasıl olmalıdır. İlk fırsatta Tigana'ya Beşiktaş'ın şampiyonluk şansını ve oranını soracağım. Süper Kupa'ya bir hafta kala yaptırdığı (Toplam 20 milyon doları aşan maliyetleriyle) 8 transfer ortada dururkun Nanch maçı sonrası 'Orta sahaya 2 transfer şart' diyerek bütçesizlik vurgusu yapması realist bir teknik adamın yaklaşımı mı yoksa popülist bir yaklaşım mı? Bunu hep birlikte göreceğiz.
Planlama hatası Beşiktaş'taki gençleştirme operasyonunu ve maliyet düşürmesini son üç yıldır ısrarla savunanlardanım. Bu değişimi de olumlu adım olarak görüyorum. Takımın toparlanması için zamana, şampiyonluk için uzun bir sabra ihtiyacı olduğu da bir gerçek Bu takımın 2 transfere de ihtiyacı var. Özellikle de kanatlara... Ancak Tigana'nın bunu bir hafta kala yüksek sesle dile getirmesi ilginç. Ortada bir değil iki yanlış var. Hem Tigana, hem de yönetim geçen sezon da bu takımın başında ve birlikteydiler. Birlikte sıkıntıları gördüler, oturdular. Bu işin buraya bırakılması bir planlama hatası, vurdumduymazlık ve skandaldır. Özellikle de 8 aydır çalışıp 8 futbolcu aldırdıktan, sağ kanatta Ahmed Hassan'ı gönderdikten, Bobo'ya 2 milyon euro'luk onay verdikten sonra Tigana'nın ne bütçeden, ne de zamansızlıktan şikayet etme hakkı var. Eğer bu hakkı kendinde görüyorsa, bizim de egolarının sağlıklı çalışmasının önüne geçtiğini söyleme hakkımız var.