Kötü kazandı Zidane töreni soyunma odasından izlerken, onu attıran, çirkin, pis, aşağılık Materazzi konfetiler altındaydı Finalde, dünyaya 'kazan da nasıl kazanırsan kazan' mesajı verildi. Artık gençlere fair play'i nasıl anlatabilirsiniz Yunanistan'ın ardından bir kez daha savunma futbolu, yani çirkin, oynatmamaya yönelik futbol galip geldi
İtalya'nın kendi içinde yaşadığı skandallara rağmen şampiyonluğa ulaşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Maç akşamı spordaki, futboldaki en büyük hayal kırıklıklarımdan birisini yaşadım. Bu Dünya Kupası'ndan, çok zorlayarak akılda kalabilecek, birkaç isim varsa bunlardan biri Zidane. O Zidane, sahaya çıkıp madalyasını bile alamayıp, töreni soyunma odasının ekranından izlerken; o Zidane'ı çirkin, pis, aşağılık, tahrikliklerle oraya gönderen Materazzi'nin elinde kupa vardı. Materazzi faul bile olmayan bir pozisyonda öyle şeyler söylüyor ki bütün gücüyle olay yerinden kaçmaya çalışan Zidane'ı çıldırttı ve o hareketi yapmasına yol açtı.
BÖYLE ADALET OLMAZ Peki Zidane bu duruma düşüren Materazzi ne yaptı? Kupayı kaldırdı ve üzerine hava fişekler, konfetiler yağdı. Böyle bir adalet olmaz. 7 yaşından, 17, 27 yaşına kadar gençler bu maçı seyrediyor. Ne düşünür bu hareketle ilgili. Artık gençlere ahlakı, fair-play'i nasıl anlatabilir misiniz? 'Kazan da nasıl kazanırsan, kazan!..' Dünya Kupası'nı seyreden milyarca gence verilen mesaj bu... İtalya'nın da, Fransa'nın da canı cehenneme... Banane... Bu genel ahlak açısından bir bakış. Futbol olarak bakarsan, 2004 Avrupa Şampiyonası'nın ardından, oynamaya değil, oynatmamaya yönelik futbol bir kez daha kupayı kaldırdı. Futbol bir oyun, futbol bir güzellik, futbol bir seyir sporu. Yüzbinlerce insan bilet bulmak için uğraştı. Karaborsaya binlerce euro verdi ve şehirden şehire giderek maç seyretmeye çalıştı. Bir ay boyunca 30 milyar insan oturmuş televizyonun başında. Şimdi böyle bir Dünya Kupası'nda oynatmama kazanıyor, oynama değil. Bu mesaj nereye gider? Yunanistan'ın ardından İtalya'nın kazanmasının etkileri nasıl olur? Savunma futbolunu, oynatmama futbolunu, çirkin futbolu yerleştirmeye kalkan teknik direktörler böylesine muzaffer olursa, sen hangi teknik direktöre, 'idealist ol, hücum futbolu oynat, seyirciye zevk veren futbol oynat' diyebilirsin? Futbol mesajı da, toplumsal, sosyal mesajı da kötü, bir Dünya Kupası izledik.
_İtalya'da şampiyonluk hatırına kulüplere verilmesi düşünülen cezaların affedilmesi tartışılıyor. Dünya Kupası, cezaların üstünü örter mi? Sanmıyorum. İtalya'dan cezalar çıkacaktır. İtalya'nın iki ayrı yüzü var. Biri siyah, kara İtalya... 'Mafya' deyince akla İtalya gelir. 'Sahtekarlık, alavera dalevere' deyince akla İtalya gelir. Futbolda 'şike, üçkağıt, çirkinlik' deyince akla İtalya gelir. Ama İtalya'nın bir de ak yanı var. Tarih boyunca en iyi savcıları çıkarmış bu ülke. Bütün bu çirkinliklere karşı koyan, hayatları filmlere bile konu olan kahraman savcıların vatanı da İtalya... Kelle koltukta savaşan, ölen bu uğurda; öldürülen yığınla adalet adamı var. Bu savcılar İtalya'da davaların peşini bırakmıyor, kimsenin gözünün yaşına bakmıyorlar. 1982'de 6 golle gol kralı olup, İtalya'yı dünya şampiyonu yapan Rossi, şike davasından 2 sene ceza almış ve 2 yıl aradan sonra gelmişti İspanya'ya. Ve kıyamet kopuyordu. Rossi, 'oynamalı mı, oynamamalı mı' diye. 'Ahlaki bakımdan ve 2 sene oynamamış adamdan hazır mı gelir' diye tartışılıyordu...
GÖKDENİZ ÖRNEĞİ _Karar çıkmadan konuşmak istemiyorum ama bizde olsa, 'Çoktan af çıkardı' diye düşünmeden de edemiyorum!.. Örneği var. Gökdeniz olayı çok tipik bir örnektir. Gökdeniz hakkında savcılık hâlâ çalışmayı bitirip dava açamadı. Futbol Federasyonu 6 ay gibi komik bir ceza verdi. En az 2 sene olması gerekirken. Muhakkak savcılığın dava açması gerekirdi. Bunu birçok yerde söylememe, yazmama rağmen hiçbir şey yok. Fatih Terim, Gökdeniz'i geleceğin milli takımı ilan ettiği kadroya aldı ve oynattı! Yani dünya şampiyonu falan olmana gerek yok, ismin varsa, topa iyi vuruyorsan, her şeyi yapmaya hakkın var!..
EVLİLİĞİ MAÇ SANDI _Almanya'nın organizasyonuyla ilgili size yansıyanlar nasıl? Organizasyonu ancak televizyondan takip edebildim. 82'den 98'e kadar Dünya Kupaları'nın hep içinde oldum. Ve bütün organizasyonlar iyiydi. Ben kötüsünü görmedim. Ayrıca Dünya Kupası organizasyonu sadece ev sahibi ülkeye bırakılan bir şey değil. Genel olarak FIFA'nın gözetiminde çalışmalar yapılıyor. Bir de futbolun içinden gelmiş bir organizasyon komite başkanı var: Franz Beckenbauer. Adam olağanüstüydü. Helikopter stat kenarında bekliyor ve o maçtan, o maça koşuyor. 50'den fazla maç izlemiş. Bu arada Avustralya'ya gidip bir de evlendi. Herhalde evliliği de bir maç zannetti ve onu da aradan çıkardı! Gerek oradaki gazeteci arkadaşlardan, gerek dünya televizyonlarından takip ettiğim kadarıyla organizasyonun başarılı olduğu söylenebilir. Almanya'da holiganizme de fazla rastlamadık. İnsanlar eğlenme niyetiyle geldikleri için, en ciddi rakipler bile kol kola dans ettiler, eğlendiler. Bu da ayrı bir güzellikti. Dünya, futbolun bir keyif olduğunun farkında.
