Hayal satan adam (7) İçeride yaşlı bir enstrüman gibi duruyordu adam. "Buyur evlat" dedi, "Hayal satan adam" yazılı dükkanın kapısında duran çocuğa. Çelimsiz bir fidan gibi duruyordu çocuk, bu çağrıyı bekliyordu sanki. Küçük adımlarla içeri girdi. Üzerinde gözyaşlarıyla ıslanmış sarı lacivert forma vardı. Terli avuçlarının içindeki iki adet 25 kuruşu adama uzattı. "Geçmişe ait beyaz hayaller istiyorum" dedi. Karanlık bir düzeni tokatladı sanki.
"Şimdiki zaman hayalleriyle aran yok galiba" dedi hayal satan adam. "Nasıl olsun ki" dedi çocuk. Adamın gözlerine kilitlenen çocuğun gözlerinde yaşından büyük bir isyan belirdi. Adam, çocuktaki gerginliğin önünü kesmek istedi. Çocuğun verdiği 25'liklerden birini, sol işaret parmağıyla baş parmağının arasında dik tuttu, sağ elinin başparmağından destek alan orta parmağıyla paraya bir fiske vurdu. Para tezgahın üzerinde fırdöndü olmuşken, çocuk oralı olmadı. Çocuk, arkası yarınlara taşınan karanlık oyunlardan haberdardı. "Bu yılın kirini yine biz temizleyeceğiz. Böyle bir yılın hayali mi olur?" dedi. Hayal satan adam cevapsız sorular gibi kaldı. Çocuğun duruşunda, şampiyonluk gecesinin hüzünlü siluetini gördü. Yüreğiyle kazandıklarını yemek masalarında kaybeden bir takımın taraftarıydı çocuk. Adam, gelecek zamanın hayallerine, "acı bir gerçek" olarak, bu anı arşivledi.
"Sana güneşin altında oynanan futbol hayalleri vereyim" dedi adam. "Olur" dedi çocuk, öfkesini ezmeye yönelik bu daveti reddetmedi. Adam iki taş koydu, kale yaptı. Mahalledeki bütün çocukları bir araya topladı yeniden. Sokak çeşmeli yıllara götürdü çocuğu. "Altıda haftaym on ikide biter" dedi. Pazarlıksız yılların masum çocuğu olarak başını salladı çocuk. Hayaldeki yerini aldı. Bir anda dalga dalga düşler yayıldı dükkanın içine. Adam dükkanın tozlu rafları üzerinde duran küçük bir kupayı aldı, çocuğa uzattı. "Maçı sizin takım kazandı" dedi. Güneşin altındaki çocukların alın teri, kupanın içindeydi. Çocuk hâlâ kana kana su içiyordu sokak çeşmesinden. Kan ter içindeydi.
Hayal satan adam iki adet 25'liği iade etti çocuğa. "Bugünkü hayaller için senden para alamam" dedi. "Çünkü sen de benim arşivime acı bir gerçek armağan ettin." Çocuğun acısı depreşti yeniden, tek kişilik yalnızlığı anıdan kalabalıklaştı. "Kolu saatli bir adam var ya hani" dedi, "O adamda fındık içi kadar çocuk sevgisi yok." Bu isyanın ardından bir çocuk korosunun sesi yankılandı dükkanda. "Yuhhh" çekildi bir küstah adama!.. Hayal satan adam da çocuğun saflarına katıldı. "Futbolun ruhuna ihanet edenler, bunun bedelini öder evlat" dedi. Çocuğun gözleri parladı, karşılık bulduğu duygularla ayaklandı yüreciği. "Bizleri ağlatanların, gözlerinden ömür boyu yaş eksik olmasın inşallah!" Bütün organlarını takımına bağışlayan bir sevdanın çocuğu, kupasını alıp gitti.
Geçmişin hayallerini satarak geçinen adam, bu çocuğun gidişiyle saatini geleceğe kurdu. Küstahlara gereken dersi verecekti zaman. Çünkü, çocukların dualarının kabul olduğunu, en iyi hayal satan adam biliyordu.
