Köle istiyor Federasyonun kararlarında bir kulüp lehine ya da aleyhine bir durum yok. Her karar birinin zararına olacaktır. Fener bütün kararlar lehine olsun istiyor
Deniz Barış'ın lisansının iade edilmesi hataydı zaten. 6 yabancının korunması ise "Fenerbahçe, milli takımdan önde gelir' çabalarına bir tokattır
Maç kötü olur ama bir adam çıkar 1-2 hareket yapar, coşarsın. Öyle bir şey de yok. Kendi kendimize palavra efsaneler yaratıyoruz
Fenerbahçe, 6 yabancı sınırlandırması, Deniz'in lisansının askıya alınması ve V. Manisa maçının İzmir'e alınmaması nedeniyle federasyonla karşı karşıya geldi.
Şikayetlerinde haklılık payı var mı?
Fenerbahçe, Türk futbolunu kendi yönetsin istiyor. Diyarbakırspor'a 3 maç seyircisiz oynama cezası verildi. Fener maçının bittiği, Galatasaray maçının başladığı 3 gün arasında bitti Diyarbakır'ın cezası. Bu arada Diyarbakır- Fenerbahçe maçı için vali, 'oynatılmasın' diye federasyona yazı yazdı. Federasyon o maçı erteleseydi, Galatasaray, Diyarbakır'a karşı seyircisiz, Fenerbahçe seyircili oynayacaktı. Federasyon maçı ertelemedi, başka bir sahaya alarak Diyarbakır'ı ikinci kez cezalandırdı. Hem seyircisiz, hem de yabancı saha cezası verdi. Dünya üzerinde görülmedik bir Fenerbahçe kayırmasıdır bu.
TETİKÇİLERİ NE DERDİ!
Türkiye'ye 6 maç ceza verdi FIFA. Çünkü Türkiye, 'Dünya Kupası elemelerinde 6 maç oynayacak ve bunlardan hiçbirisi avantaj sağlamasın' diye. Diyarbakır şampiyonluk için yarışan Galatasaray ve Fenerbahçe'yle arka arkaya oynuyor; benim federasyonum, birisine seyircili verdi, birisine seyircisiz verdi. Sonra valinin isteğiyle bunun tersine dönmesi durumu ortaya çıktı. Hayır, Diyarbakır'a bir ceza daha verip, yine Fenerbahçe'yi seyircisiz, Galatasaray'ı seyircili oynattı. Nasıl bir federasyon bu? Demek ki işine geldiği zaman öyle, işine geldiği zaman böyle! Demek ki federasyonun kararlarında bir kulübün aleyhine, ya da lehine bir durum yok. Nereye çekersen oraya gider? Her kararın birisine zararı olacak. Fenerbahçe istiyor ki bütün kararlar kendi lehine olsun. Oluyor zaten! Hakemlerin verdiği bütün kararlar Fenerbahçe lehine oluyor. Anelka'nın topa elle müdahalesini görmeyen yan hakem, Sivas maçında elle müdahaleyi görüp kaldırıverdi. Aynı hakem veriyor bu kararları. Çok iyi görmesi gerekeni görmeyip, görmesi çok da zor olan bir müdahaleyi görüyor. Anelka'nın bu rezaletini yapan hakem, yine Fenerbahçe maçına verilebiliyor. Hakan Şükür'ün elle attığı golü verip de ondan sonra elle oynamayı Galatasaray'ın lehine çalsaydı Cemal Gemici, o zaman Fenerbahçe'nin başkanı ve de onun tetikçileri neler derlerdi düşünemiyorum! Aziz Yıldırım kendisini Hallac-ı Mansur zannediyor. Enel Hak! 'Ben diyeceğim, ben yapacağım.' Federasyonun köle olmasını istiyor. Geçen federasyondaki adamı vasıtasıyla bu işleri gayet iyi yapıyordu. O deşifre olunca şimdi yanına aldı. Federasyon açısından, Deniş Barış'ın lisansının iade edilmesi hataydı, yeniden askıya alınması değil. Senetleri imzalamışsın, parayı da ödeyeceksin. Ondan sonra o senetlerin ödemesini durduruyorsun. Fenerbahçe'- nin canı isterse ver, istemezse verme. Böyle bir şey yok. Federasyonun kararı geç kalmış. Bu arada Deniz'in oynadığı maçlar için Fenerbahçe, federasyona teşekkür etmeli. 6 yabancı sınırının korunması ise 'Fenerbahçe milli takımdan üstündür, önde gelir' çabalarına bir tokattır. Federasyon bir araya o dümen suyuna girer gibi göründü ama çabuk ayıldı.
ÖDÜLÜ HAK EDİYORLAR
_Şampiyonluk mücadelesi veren iki takım maçlarını kazanmaya devam ediyor. Fenerbahçe ve Galatasaray'ın ortaya koyduğu futbolu nasıl buldunuz? Maçları seyretmek benim için gerçekten büyük bir azap. Bir tutam bal için bir çuval keçi boynuzu yenir. Burada bir tutam bal da yok. Bütün profesyonel futbolcu yorumcularına çok acıyorum. Bu maçları hadi ben evde arkadaşlarımla, gırgır şamata izliyorum. Ama bu maçları seyretmek için o soğuklarda, yağmurlarda, karda stada gitmek zorundalar. Gerçekten ödül vermek lazım spor yazarlarına. Bu kadar vefakar ve fedakar oldukları için. 'Futbol' diye bir şey yok. Hakikaten. Rakipler de genelde bir kabullenmişlik var. Maçı peşinen bırakıyorlar. Büyük futbolcu yok. Maç olmaz da bir adam çıkar, bir iki hareket yapar. Bakar coşarsın. Öyle bir şey de yok. Kendi kendimize palavra efsaneler yaratmaya uğraşıyoruz. Alex gibi, Aurelio gibi. Bir de hiç sıkılmadan Hagi'yle mukayese etmeye kalktılar. Hagi'nin sol ayağının baş parmağı olamaz. Palavra haberler yazdılar. 'Brezilya'nın dışarıdaki en iyi adamı' falan diye. Brezilya Milli Takımı'nın aday kadrosuna bile giremedi. Alex'i de oynatıyorsa zaten Brezilya bitmiştir. Birinci turda elenir. Aynen Saidou'lu ve Aurelio'lu Galatasaray ve Fenerbahçe gibi. Alex'li Brezilya da birinci turda gider.
HEPSİNİ GÖNDERİRİM
Dün maçı izliyorum. Fenerbahçe çok muhteşem oynuyor ya! Federasyon da bu hafta 6 yabancı ile devam kararı aldı. Fenerbahçe'- nin peşinde olduğu isimler var. Roberto Carlos başta olmak üzere! Maçın yorumcusu Şenol Çorlu'ya da, bu muhteşem 6 yabancıdan hangisi gider?" diye sordu sunucu. Şenol da dedi ki, "Duyumlarım var ama açıklayamam." 6'sını birden göndersen ne yazar! Fenerbahçe'de hangi yabancı gidecek de yeri doldurulmayacak. İşte ortaya konulan futbolun adamları bunlar. Fenerbahçe bu futbolu oynamaya devam edip, gelecek sene de birinci turda elenecek ise Avrupa'dan, şutlanacaksa o zaman zaten bunların 6'sıyla da devam etsin. Hangisi Avrupa standartlarında oyuncu bunların? İşte bir tane Anelka var. O da oynamıyor zaten. Luciano mu çok büyük futbolcu! Servet, Deniz, Önder'den ne kadar farkı var Luciano'nun. Gitse, kim duyar! Aurelio'nun nesi var koşmanın ötesinde. Kemal ve Selçuk'tan bana farkını söyleyin. Zaten bir takımın en iyi oyuncusu Aurelio ise o takım yok. İşte Nobre var. Ne yapıyor? Fenerbahçe'nin tutacağı tek adam var; Appiah. Geri kalanın hepsi gönderilebilir. Anelka da oynatılamadığı için gider.