Örnek olalım Kadıköy'de, Fenerbahçe'nin bu kadar pasif oynadığı bir maçı ilk kez izledim. Malatyaspor'u Daum'un fazla önemsediği sahaya sürdüğü takım ve uygulattığı oyun planından belli oluyordu. Fenerbahçe'nin kazandığı topları değerlendirebilecek oyuncuları bu maçın ilk 45 dakikasında Appiah'ın eksikliğini fazlasıyla hissettirdiler.'En büyük Fenerli benim ve benim bulacağım bir gol takımı ancak kurtarabilir' kompleksine kapılan Tuncay bu yarıdaki direkten dönen bir vuruş hariç bizce hiç de başarılı olamadı. Maçın hakem triosunun ıslıklanan kararları oyundaki seyir zevkimizi de adeta sıfırladı. Bize göre Ü. Kayıhan bir teknik adamın yapması en doğal hareketi yaparak, takımını davranışlarıyla on kişi bırakacağı kesin gözüken Toth'- u oyundan aldı. İkinci yarıya Fenerbahçe temposunu arttırarak başladı ve üst üste mutlak gol olabilecek üç pozisyonu da kaleci Fevzi başarıyla çıkardı.
Dereli sinirleri zorladı Bugün dünya tiyatrolar günü nedeniyle keşke dünya futbolunun da böyle bir 'özel günü' olsa diye düşünme fırsatım oldu. FIFA'ya bu projeyi de keşke Türk Federasyonu götürse demeye hazırlandığım bir gecede Selçuk Dereli'nin sinirleri zorlayan tercihleri sonunda tribünler, Ulusoy'un istifasını isteyecek duruma geldiler. Halbuki maç başlarken Kadıköy'de bir karnaval havası vardı. Her şeye rağmen federasyonumuzun bu önerimizi değerlendirmelerini kendilerinden istirham ediyorum. 65'te Yozgatlı'nın artı 91'de de Alex'in golü bulması sonucunda oyun Allah'tan daha fazla çığrından çıkmadı. MHK'nin ve TFF'nin hakem hataları yüzünden bundan sonra başı daha çok ağrıyacağı belli oldu.