Selçuk Dereli aslen nereli? Mahalleden gençler davet etti, Firuzağa kahvesinde seyrettim maçı. İyi de oldu. Eğlence içinde eğlence oldu. Bir yandan maça baktım eğlendim, bir yandan gençlerin muhabbetinden keyiflendim. Ocakçı Tahir, kendi tabiriyle "Fenerbahçe Profesörü." Her şeyi ona soruyorlar. Takımla, tarihle alakası yok ama hakemi bile danışıyorlar ona. - Tahir abi.. - Hops!.. - Abi bu Selçuk Dereli... - Eeee? - Nereli?.. - Ne bileyim oğlum ben. Nüfus müdürü müyüm? Pire Cavit yanıtlıyor; - Sanırsamsa Gaziantepli. Yüzünde şark çopuru var bak.
Takıma taktı bu hakem İtirazlar, fikirler uçuşuyor hakemin menşei konusunda; - Sahi ya nereli bu Selçuk Dereli? - Rizeli. - Yok, Değirmen Dereli! - Bence Sürmeneli. İlk soruyu soran Çürük Cafer'den itiraz... - Doğduğu yeri sormadım ki kardeşim. - Ya ne sordun? - Nereli derken, hangi takımlı yani? - Hakemin takımı mı olur? - Takım takıntısı olursa, takımı da olur tabii. - Neye taktı ki? - Güya Nobre'ye taktı. Onun artistlik yaptığını sanıp ne faul veriyor, ne penaltı. - Valla be! - Bizim İsmet üsteğmene benziyor huyu. - !!!! - O da öyle yapardı. Biri bi yanlış yapsa acısını bütün bölükten çıkarırdı. Bi kere içtimaa geç geldim, 100 kişi 75 şınav çekti benim yüzümden. Muhabbet böyle sürüp giderken Fener'in de gol kaçırma rapsodisi devam ediyor. Hani biz bunları gole boğacaktık, averaj yapacaktık, 6-7 atacaktık? Aksine Malatya'nın aralıklı baskısı hatta bizim şansımızdan kaçan golleri bile var. O arada aklıma geliyor. F.Bahçe tarihini internet motoru sadakatiyle bilen Ocakçı Tahir'e kırk yılda bir fırsat tanısam, maçı ona yorumlatsam dedim. Söyleyince sevindi. Maç sonu hem çayımı hem de şu "beyanatı" verdi.
Hacıyatmaz hacıkalkmaz Molnar'dan sonra gelen yabancı antrenörler içinde bir Abdullah Gegiç'i bir de bu Kırıyestof'u (öyle diyor) beğenirim. Rüştü desen aynen eski kalecilerimizden sobacı Hazım, Datçalı Datku, acuk ta Tomi Şumayer kıvamında bir istidat. Tuncay'ı Selçuk Yula'nın ikiz kardeşi gibi izliyorum. Sitilleri çok benziyo. Lakin havsalamın almadığı koca Fener'in tek santfora maç kitlemesi. Sallandırsana sağdan soldan kanatçı - golcü forvet. Topla altı pasın içine ekibini, o vurmazsa o vurur. - Nobre'ye ne diyorsun? - Küçükken Hacıyatmaz oyuncakları vardı, buna da Hacı kalkmaz diyorum. Tee eski kaptanlarımızdan Nedim gibi zırt yerde, pırt yerde. Kalkık olduğu zamanlarda fena oynamıyor yine de. - Son sözün ne Tahir aga? - Sasu gibi bir ölü topçu bir daha gelmez. Bu Alex filan hikaye onun yanında. - Zavallı adam delirerek ölmüş Romanya'da, bir yerde okudum. - Olsun. Bizde oynarken de rakipleri az delirtmedi, az takımı 2. lige yollayıp, öldürmedi. Aaaah ah! Fener o zaman Fener'di.
