Nefesler kesildi Ezeli rekabetin kazandırdığı bütün artı değerleri mükemmel bir şekilde sahaya yansıtan bütün futbolcuları kutlamak lazım. İlk 12 dakikada G.Saray'ın özelllikle Hasan'ın organizasyonunda Kadıköy'de hakim oynuyor gözükmesi Fenerli futbolcuların bu dakikalarda fazla pozisyon bulmasına imkan vermedi. Sarı-lacivertli taraftarların her zaman takımlarını motive eden tempoları sayesinde oyuncular da ligdeki rekabetlerini otomatikman kupaya taşıdılar. Servet ve Luciano'nun ilk yarıda defansta kusursuz bir ikili oluşturmaları, Stephen Appiah ve Aurelio'nun katı pres uygulamaları, tek santrfor pozisyonundaki buz adam Nicolas Anelka'nın biraz daha istekli gözükmesi F.Bahçe için itici bir güç oldu. İki tarafın da maçtaki hırslı mücadeleleri dengelendikten sonra 25'te Luciano'nun önce topu kontrol etmesi, sonra da müthiş bir vuruşla golü bulmasıyla F.Bahçe 1-0 öne geçti.
Hakem skandalı İkinci yarıda iki takımın da havanın kötü olmasına rağmen temposu düşmesi. G.Saray, Hasan Şaş'ın 2002 Dünya Kupası'ndan beri göremediğimiz yeteneklerini ve hırsını güzel bir pozisyon sonrasında Fener ceza sahası içinde asiste edip Ümit Karan'a kazandırdıktan sonra onun da düzgün bir vuruşla takımını beraberliğe taşımasında Fener defansının büyük hatası vardı. Bu maçta Alex de oynuyor mu diye soruların çoğaldığı bir anda Brezilyalı futbolcu, G.Saray kalecisi Aykut'un degaj yapacağı bir pozisyonda yağdan kıl çeker gibi topu kaptı ve bu nizami hareketinin sonunda golünü de attı. Hakem Cüneyt Çakır'ın bu yüzde yüz nizami golü saymaması büyük bir skandır. Zaten bu dakikadan sonra da oyunun kontrolünü kaydetti. Sahanın kayıp adamı Alex kendinden neden vazgeçilemeyeceğini ortaya koyarcasına adeta herkese cevap verdi. Ve 85. dakikada mükemmel bir frikik golüyle takımını galibiyete taşıdı. Hasan Şaş'ın son dakikalardaki provokasyonları kendisine hiç yakışmadı.
