Rövanş müthiş olacak Galatasaray riski göze alan taraftı. Gerets çeyrek finalin iki etaplı maç olduğu gerçeğinden olsa gerek herkese "eyvah" dedirtecek bir kadro sahaya sürdü. Maç günü kaleci Mondragon'u yedeği Aykut'a şans vermek için kesip tribüne gönderen Belçikalı, İliç'i de kesip üç forvetle Saracoğlu Stadı'na çıktı. Daum'un Fener'inde ise defanstaki takviye gözle görülüyordu. Servet ve Deniz hatasız oynamaya çalıştı. Appiah hırslı Anelka ise "maç bitse de gitsek" görüntüsünü maç sonuna kadar sürdürdü. Alex ise duran top golüyle maça damgasını vurdu. Hele Servet, Hakan Şükür'le adeta yapışık kardeşler gibi oynadı. Hakan'ın adımını attığı her yerde bitti. Takımı adına gole imza atan Luciano geçtiğimiz yıl kupa finalinde de yine G.Saray kalesini ziyaret etmiş, G.Saraylı taraftarların yüreğini ağızlara getirmişti.
Hani küfür yoktu? F.Bahçe bozuk zemine rağmen özellikle ilk yarıda sahasını çok iyi kullandı. G.Saray ise çamur deryasında adeta boğuldu. Aykut iyiydi ama ikinci golde Mondragon'u arattı. Hasan Şaş'ın attığı her top bozuk zemin yüzünden hedefini bulamadı. Volkan yaratıcı değildi, Ayhan yan toplarla yetindi, korkak oynadı. Ümit ile Necati yeterli pas alamayınca ilk yarıda suskun kaldı. Hele hele ilk yarı bitimine doğru Hakan krallığına gölge düşüren öyle bir gol kaçırdı ki sormayın! İkinci yarıda G.Saray, oyun hakimiyetini erken ele geçirdi. Ümit'i golü çalışılmıştı. Hasan'ın ara pasında Hakan Şükür çarprazda zor pozisyonda topu penaltı noktası üzerine çıkardı orada biten Ümit fırsatçlığını kullanıp Saracoğlu'nda skora eşitlik getirdi. Yıldırım her fırsatta, "taraftarım küfür etmez" diyor. Başkan dün tribündeydi, maç sırasında ve öncesinde edilen küfürlerin bizzat tanığı oldu. Sanırım Ergün'e atılan şişeyi de gördü. Hakem Cüneyt Çakır maçın yükünü kaldıramadı. F.Bahçe'nin buz gibi golünü vermedi. Seyircilerin tahriklerine göz yumdu. Derbiye hafif geldi.