Hayal yıkan adam Bazı adamların külleri bile yangın yaratıyorsa ve Şükrü Saraçoğlu gibi bir mabetten puan çıkarmanın sebebi oluyorsa... O adamın hakkını verelim. Dün geceki anahtar sözcük; Sergen'di... O yüzden dünkü Sergen'i izledikten sonra, diyecek tek söz kalıyor. "Lütfen herkes ceketini iliklesin!"
* Fenerbahçe, geçen haftaki yenilgiden sonra bir kozaya girmiş de, değişime uğramıştı sanki. Maça avcı gibi başladı da, az daha av oluyordu. Yapay bir baskıya karşı, Beşiktaş da geçen yılın küllerini eşeliyordu, aşina olduğu stattan cesaret alarak. Tuncay, "orman nefesliydi" ilk dakikalarda... Beşiktaş'ın sağ kanadını felç ediyordu da, Ahmed Hassan'a gösterilen sarı kartla, Mustafa Doğan'a gösterilmeyen sarı karta da mümessillik ediyordu sanki. Sonra Sergen çıktı sahneye. Tek kişilik formanın içinde çok kişilikli bir mücadeleyle, Beşiktaş'ı fişekleyen adam oldu. Sergen'in ayaklarının içine gizlenmiş başka ayaklar vardı sanki. Fenerbahçe'nin ritmini bozdu.
* İkinci yarıda, yine baskı gibi görünen Fenerbahçe'nin kalbi sıkıştı. Çünkü, dengeyi değiştirmesi gereken futbolcular "dengesizdi" dün gece... "Hayal yıkan adam" Sergen'in adam kovalamaktan sarı kart gördüğü bir maçta, Alex "mazisi kaybolan adam" filmindeydi. Galibiyet için kılını bile kıpırdatmadı. Anelka ise bir gölge oyunundaydı. Beşiktaş'ın tehlikeli ataklarında, geçen yılın buharı fışkırıyordu siyah beyaz formadan... Oysa Anelka ve Alex'in forması ıslanmamıştı bile..
* Dünkü Fenerbahçe'nin övgüye değer tek yanı, "sadakatiydi" Maç boyu kazanma isteğini elden bırakmayanlar vardı. Ama kötüler iyilerden fazla olduğu içindir ki, kazanması mümkün değildi. Bu takımda Luciano, gizlenmesi gereken ama herkesin bildiği bir sır gibi duruyor defansta. Rüştü'nün güvensizliği, Ümit Özat'ın verimsizliği de caba. Forvetin pozisyon savurganlığı ve orta alanın üretim hataları, dünkü sonucu doğurdu. İki haftada 5 puan kaybeden bir takım, biraz da kendi kusurlarına bakmalı. Üstelik "kaybetmesini istemeyen" bir hakemi de bulduğu maçta...
* Dün geceki Selçuk Dereli, adaletli bir hakem değildi. Tipik bir "kart korkağıydı" İlk yarıda Beşiktaşlı Gökhan'ın düşürüldüğü pozisyon penaltı gibi geldi. Rüştü de kırmızı kart görmeliydi, tıpkı Samsunspor kalecisi Kerem gibi gibi... Selçuk Dereli'nin maç boyu, doğru kararları, yanlış kararlarının yanında devede kulaktı. Fenerbahçe için "açık eczaneydi" sanki...
* Beşiktaş, dün geceden payına düşeni aldı. Fenerbahçe'ye liderliğin tek puanlık gururu kaldı. İki haftadır liderlikle yer değiştirmek için sahaya çıkan bir takım görüyoruz. Oysa, rakipleriyle çoktan arayı açması gereken bir takım olmalıydı Fenerbahçe... O yüzden şampiyonlukla da başı belada.... Daum'la da...