Unvanın sonu F.Bahçe, Ankara'da çok önemli üç puanı bırakmakla kalmadı, yenilmezlik unvanını da kaybetmiş oldu. Oyunun geneline baktığımızda tipik beraberlik maçıydı. Ankara ekibi, savunmasında hiç risk almadan oynarken, ilerde bıraktığı Ersen Martin'le de gol aramak istedi. Futbol olarak güzel şeyler söyleyemeyiz ama girilen pozisyonlar açısından F.Bahçe'nin üstünlüğü vardı. Bunlardan en önemlisi de Luciano'nun, kaçırmanın atmaktan zor olduğu pozisyonuydu. İnanılmaz bir gol kaçırdı, işte o da kırılma noktasıydı. 2-1 öne geçecek takım o pozisyonun akabinde yediği golle 2-1 mağlup duruma düştü. Atılan 3 gol de ölü toptan geldi. Biliyorsunuz F.Bahçe'nin en önemli silahı bu ölü toplar. Yani kendi silahıyla vuruldu diyebiliriz. İlk goller kalecilerin hediyesiydi. Mustafa'nın attığı golde Rüştü, Anelka'nın attığında Jevriç çok hatalıydı. Yalnız Petrous'un attığı golde Rüştü değil, topa vurduran savunma hatalıydı. F.Bahçe'nin savunmasını ilk defa bu kadar kötü gördüm. Luciano ve Önder, bir Ersen Martin'le başa çıkamadılar. Serkan anormal pas hatalarıyla oynadı. Alex, Hürriyet'in markajından kurtulamadı. Orta sahada Appiah ve Aurelio ne topa bastılar, ne de rakipten top çalabildiler. Böyle olunca da forvetteki Nobre- Anelka ikilisine top taşınmadı, F.Bahçe de kötü bir oyun ortaya koymuş oldu.
Tuncay'ı niçin çıkardı? Tuncay ilk devre rakip alana topu taşıyan tek futbolcuydu. Daum'un onu neden değiştirdiğini anlayamadım. Yine oyuna Semih girerken çıkacak adam Serkan olmalıydı. Bir sözüm de Kuddusi Müftüoğlu'na. Ahmet Yıldırım'a gösteremediği ikinci sarı kartı nasıl izah edecek, bilmiyorum. Bir de Anelka'nın karşı karşıya kaldığı pozisyonu ofsaytla değerlendiren yan hakem de lisansını yırtmalı. Bunlardan birinden doğru karar çıkmış olsa F.Bahçe kazanabilirdi.