Siftah! Buz pateni yapılabilecek bir zeminde oynamak cidden zordur. Hele takımın teknik oyuncuları, zemini sevmedilerse bu zorluk daha da artar. Haftalardır yazıyoruz: "Fenerbahçe iyi oynamıyor ve yıldızlarıyla kazanıyor" diye. Kazanınca da her şey unutuluyor, öz eleştiri yapmaya bile kimsenin ne cesareti, ne de tahammülü kalıyor. Daum yüzünden 50 yıldır tuttuğum takımımım oynadığı futboldan artık hiç memnun olamıyorum. Takımın 3 sene üst üste şampiyonluğa gitmesi tabii ki keyif verici ama yeterli değil. Futbol yalnız "şampiyonluk" demek değil ki... Fenerbahçe kulüp tüzüğünün sana tanıdığı imkanlar yüzünden hoca şimdilik seninle tartışmak istemiyorum. Ama herkes şunu bilsin ki; bu ıstırap da beni içten içe kemiriyor.
Dişimi sıkacağım "Daum'u eleştirdi ve kulüpten, yüksek divan kurulu üyesi olmasına rağmen atıldı" denmesine de katlanamıyorum. Şimdilik dişimi sıkarak, "Sabır, sırasını bekleyende değil, zulme direnendedir" özdeyişine uygun olarak ne olursa olsun direneğim. İlk yarıda Fenerbahçe'den sahada eser yoktu. Ankaraspor eksik kadrosuna rağmen Ersen Martin'e ulaştırdığı bütün toplarda hava hakimiyeti sağladı. Ve onun indirdiği pozisyonları da arkadaşları iyi kullandılar. 30. dakikada Mustafa, Rüştü'nün gözü kapalı topa çıkışını affetmedi ve golünü attı. İkinci devrede Tuncay'ın, Mehmet Yozgatlı ile yer değiştirmesi Fenerbahçe'nin oyun tarzına büyük bir katkı sağlamadı. 57. dakikada taksit taksit dolaşan topu Anelka golle sonuçlandırdı. Skorun beraberliğe taşınması, Semih'in oyuna girmesi bir ümit doğursa da 73'te Petrous takımının galibiyet golünü attı. Dilerim bu kötü netice ve mağlubiyet Fenerbahçe adına siftah olarak kalsın.