Gurbet mağlubuyum! Aaaahhhh!... Nereden çıktı bu ses? Nereden olacak, benden çıktı. Gaziantep'te, otel lobisinde maç seyrederken golleri yeyince, aha da böyle bağırdım. "Olur böyle vakalar, Ankara bu, kakalar" demeyin. Karizmam yerle bir oldu, halimi düşleyin. Bozum kere bozum durumdayım dostlar. Çünkünü maçı seyrettiğim yerde etrafım futbol adamlarıyla dolu. Ata Aksu burada, Trabzonsporlu yöneticiler, futbolcular burada. Güya yarınki Antep- Trabzon maçına kilitlenmişler. Yok böyle bir şey. Oturmuş Fener'in Ankara tarafından ham yapılmasını seyrediyorlar keyifle.
Elden ne gelir? Arada ayrık otu kadrosuyla tek Fenerli ben varım ve takım zorlandıkça gırgıra alınan tek insanım. Siz şimdi benden kerameti kendinden menkul yorumlarımı istersiniz. Peki o zaman söyleyeyim. Nobre'nin eli ya da artistliği olmayınca. Hakem bizim lehimize penaltı çalmayınca, karşı taraf maça başladığı gibi 11 kişiyle devam edince elden ne gelir ki?
Petrous kötü çarptı Bizim oyun düzenimiz tamamen rakibin kızmasına, üzülmesine, saçını başını yolmasına ve mümkünse 10 hatta 9 kişi kalmasına bağlı bir düzen olduğundan normal maçlarda başarılı olamıyoruz. İşin şakası şukası bir yana Petrous pahalı bir şarap gibi çarptı bizi. Aylar sonra yenilmezliğimizi bitirdi ve bizi mağlubiyete itti. Ligin kırılma noktası bu maç olabilir diyerek dikkat istiyorum. Yarın (bugün) Galatasaray bir saçmalık yapıp da yenilmezse aramızda "bi kıl" mesafe kalacak. Sonra da derbi gelecek ve nabız tansiyon 90 olacak.
Tadım yok arkadaş Farkındaysanız satırlarım zevk vermiyor, dillerim tatlı tatlı dönmüyor bu hafta. Gurbet elde Kanaryamın ilk mağlubiyetine tanık olunca elim, dilim, gönlüm bağlandı nideyim ki? "Kader bu" diyor, sineye çekiyor, Trabzonlu ve Gaziantepli dostların arasından kediler gibi usul mırıl uzaklaşıyorum. Son cümlem ise bütün futbolculara; "Canınız sağ olsun. Sıkılmayın, darılmayın, moral bozmayın. Yarın güzel olacak, olacak."
