Kaldığı yerden Fenerbahçe ligin ikinci yarısına zorlu bir karşılaşmadan sonra kaldığı yerden başlayarak kendisine ters gelen Gençlerbirliği'ni 3-0 yendi ve liderliğini sürdürdü. Oyunun genelinde Gençlerbirliği atak, Fenerbahçe kontratak bir futbol sergiledi. Fakat özellikle yabancı futbolcuların Anelka ve Appiah başta olmak üzere kötü bir futbol sergilemeleri gollük atakların ve skorun artmasını önledi. Sarı-lacivertliler bu maçta Aurelio'yu çok aradılar. Orta sahanın rakipte kalmasında gerçi Ümit bu sahada bir hayli gayretliydi ama Brezilyalı oyuncunun yokluğu çok hissedildi. Gençlerbirliği'nin genç antrenörü Bülent Korkmaz yeni takımına bir hayli şey öğretmiş ama bunlar nizami şeyler değil. "Rakibini tekme, tokat, yumruk, dirsek nasıl olursa durdur ve zora gelince kendini yere atıp hakemden faul bekle!.." Yunus Yıldırım gibi bir acemi hakem de sahaya çıkınca bunların hepsine göz yumdu ve Fenerbahçeli futbolcuların sakatlanmamak için kendilerini sakınmalarına ve dikkatli oynamalarına yol açtı. Yıldırım, İsmail'in Deniz'e attığı dirseğe değil kart göstermek faul bile vermezken, Tuncay'a atılan açık tekmeleri ve sarılmaları, Alex'e yapılan sert girişleri sadece faul çalarak değerlendirdi ve doksan dakika boyunca en az 4-5 kartlık hareketi 'es' geçti.
Cavcav'a cevap verildi Fenerbahçe'nin iyi bir hazırlık dönemi geçirmediği ortaya çıktı. 60. dakikadan sonra bazı futbolcular oyundan düştüler. Nitekim bunun farkına varan Daum da önce Deniz'in yerine Mahmut'u, sonra Appiah'ın yerine Mehmet Yozgatlı'yı oyuna aldı. Genelde aradan sonra iyi futbol oynamak ve sonuç almak biraz zordur. Fenerbahçe bunu başararak iki duran toptan Önder ve Nobre'nin kafa vuruşlarıyla ve son dakikadan sonra Nobre'nin ayağından bir gol daha atıp sahadan net bir skorla galip ayrıldı. İlhan Cavcav'a da gereken cevabı sahada vermiş oldu.
