Tatsız, tuzsuz... Lige verilen aranın bitmesini sabırsızlıkla bekleyen futbolseverler, Fenerbahçe-Gençlerbirliği maçında inanıyorum ki spordan başka istediklerini pek bulamadılar. Büyük bir özveriyle takıma katılması sağlanan Appiah'ın bile uyumsuz ve hazır gözükmediği ilk 45'te Fenerbahçe, ciddi bir pozisyon bulamadan 2-0 öne geçti. Sahanın her noktasında sert ve presli bir oyun tarzı olan Gençlerbirliği de yüksek temposuna rağmen kaydedeğer bir pozisyon yakalayamadı. Kadıköy'de oynama avantajındaki Fenerbahçe, Aurelio'nun takımdaki eksikliğini bir türlü kapatamamıştı. İlk yarıda Nobre'nin, Alex'in ve Anelka'nın yakın markaj yemeleri nedeniyle takımlarına büyük katkı sağlayamadıkları görüldü. Bu devrede akılda kalan en önemli olay Nobre'nin attığı golden önce rakibine tatlı bir faul yapmış olmasıydı. Hakem Yıldırım'ın da güler yüzünü ve sempatikliğini göstermek adına bu yarıda hiç kartlarına müracaat etmemiş olması, iki takımı da zaman zaman memnun etmedi. Sahanın en genç oyuncusu olduğu bilinen Gençlerbirliğili İsaac, yakaladığı her topu iyi değerlendirmeye çalıştı. Ama bu futbolcunun nüfus kağıdı genç olmasına karşın 'amca' gibi bıyıklı görüntüsü Fenerbahçe defansını çok da ürkütmedi. Nijeryalı oyuncu adeta bal yapmayan bir arı gibiydi. Sezonun ikinci dönemine, görüldü ki iki takım da pek iyi hazırlanamamış. Maçın ikinci yarısında 'müsabaka bitse de bir an evvel eve gidebilsek' diyen futbolcular çoğunluktaydı. Son dakikada Nobre'nin vuruşuyla maç 3-0 olsa da bu sadece skor levhası için geçerliydi. Oyunun gerçek kalitesi ve zevki bu değildi. Dileriz ki bundan sonraki haftalarda daha arzulu ve kaliteli bir futbol seyretme imkanımız olsun. Oyunun genelinde G.Birliği'nden Uğur, Fenerbahçe'den Ümit göze çarpan en iyi oyuncularıydı. Ligin puan mücadelesi olduğunu düşündüğümüzde, Fenerbahçe bu avantajını yine de 3 puanla tamamlamasını bildi.